hayır, o çocuğun sevgilisi yerine koyun kendinizi, siz olsanız kıskanmaz mısınız?
tanım: "sahipli mal iyidir" düşüncesiyle çocuğu ayartmaya çalışmak. nedense o çocuğu sevgilisinden ayırmayı başarınca birden bire tüm albenisi yok olur.
edit : burada ikinci kadın olan yazarlar var herhalde, onlara hasta ilişkilerinde mutluluklar..
aşık olduğunuz kişinin üzerinde bir gölgenin var olduğunu bilmektir. acıtır kanatır ve en kötüsü bilinmezlik içinde bir şeyler eksilir.
"tenine bir kumralın gölgesi bulaştığından beri kumrallardan nefret eder oldum."
" bende sana ait bir şeyler olsun isterdim. el yazın, bir küçük fotoğraf, bir kitap; sayfaları yer yer yırtık,çizik arkasında önünde notlar, karalamalar, bir gömlek üzerinde kokunun hala durduğu bir yastık yalnız senin uyuduğun. bende sana ait bir şeyler olsun isterdim. yok, hiç olmadı. bilmedin, bilseydin belki olurdu. bende sana ait bir şey yok. sensiz seni yaşadığım seneler.bizim ortak anımız yok.
bizim hiç ortak anımız olmadı. benim içimde biriktirdiklerim. sensiz geçen yılları omzuma şal yerine yük etmişim. bilmedim aşkın sustukça büyüdüğünü. ses vermedim. sormadın ki sen hiç, ben de söylemedim. geçmedi susmadım. yokluğunu kendime düş eyledim. bir şarkı gibi çalındı bana varlığın sorma son susan söylemedi bu kez son sözü kalbiyle. ben söyledim."
armut dalında güzeldir arkadaşım. dalındeyken koparıp yemek istersin. eline alınca da bu çürükmüş dersin. insanoğlunun doğasında bulunan binlerce nankörlükten sadece biridir. ayrıca;
sevdiğin kişinin başkasıyla sevgili olduğunu bildiğin halde vazgeçememek...bile bile ladeslenmekten başka bir şey değildir.bilirsin o senin değildir ve hiçbir zaman da olmayacaktır ama yine de kalbine dur diyemezsin.bir de karşındaki insan arada sana da umut veriyorsa kıpırdayamazsın bir yere.baştan sona hatalıdır-acılıdır.
çoğu erkeğin "armudun da sapı var" cümlesiyle pusuya yatmasına neden olan hadisedir. erkeklik gururu karşı cins hala sevgili sahibiyken gidip konuşmaya falan engel olur. ayrılana kadar beklenilir. yok ısrarla ayrılmıyorlarsa dallas, bonanza, v.b gibi dizilerden öğrenilen katakulli ve pundunlar devreye sokulur.
hazindir... "keşke" denir daima... "keşke ben daha önce gelseydim"...
hiç bir yerde bulunamayan bir oyuncağı satan dükkana girdiğinizde sonuncusunu da sizden az önce gelen birinin aldığını öğrenmek gibi bir şey.
zor bir durum.zaten askın tek basına zor bir durum oldugu düsünülürse cok daha zor bir durum.dikkat ederseniz hoslanmaktan,begenmekten bahsetmiyorum.önce sadece görmüssünüzdür onu.kim oldugunu merak edersiniz.sorup sorusturup adını,kim oldugunu falan ögrenirsiniz.sonrasında tanısmak icin ortak arkadas,uygun ortam denk getirilmeye calısılır.sacma bir sekilde de olsa tanısırsınız.karsına cıkmasını beklersin.gittigi,takıldıgı yerlere gider karsılasmayı beklersin;ama bir türlü karsına cıkmaz.tabi bir yandan da kıza dair bilgi toplamaya calısırsın.acı gercegi ögrenirsin,sevgilisi vardır senin icin ölüp bittiginin kisinin.ilk basta kabul etmezsin.bunu söyleyen arkadasına olan güvenin sarsılır.aynı sekilde yakınlasmaya devam edersin.sevgilisi oldugunu baska kaynaklardan da ögrenirsin.üzülürsün,cok üzülürsün.ciddi olmadıklarını,ayrılacaklarını düsünürsün.cünkü kimsenin onu senin kadar sevemeyecegini düsünürsün,ki belki de dogrudur.onu mutlu etmek icin,mutlu olmak icin seninle birlikte olmasını istersin...
(to be continued)