iş hayatındaki erkeklere kendini s.ktirmesi ve g.tünü pompalattırmasıyla sona erecek olan olay. aldatılırsınız yani manitanızı akşam simiidi gibi yerler pis erkekler hahaha.
mezun olan taraf erkek ise sorun teşkil etmeyen fakat kız ise kıyamete sebep olacak durumdur. Çünkü erkek tarafına göre kızı dısarda iş hayatında bir çok talibi beklemektedir.
üniversiteye girersiniz o toy, bilgilere sonuna kadar açık beyninizle. üniversite hayatını yaşamaya başlarsınız dibine kadar. gençlik, göremediğiniz yıllar boynca akıp geçer ve birisiyle tanışırsınız. artık eskisi gibi değildir ilişkiye dair beklentileriniz ve amaaçlarınız. sevmek ve sevilmenin gerçek değerini anlarsınız. belki de bağlılığı ilk kez keşfetmişsinizdir. Çelişkiye düşer, ikilem yaşamaya başlarsınız ilişkiniz uzadıkça. Elinizdeki bu güzel hislerden korkmaya başlarsınız. artık cazip gelmezler size. malum, evlilik ufuktadır. korkarsınız... an gelir geride bırakırsınız bu korkuyu. anı yaşarsınız... sorunlar aşılır, festivallere gidilir, kavgalar edilir, acılar paylaşılır, an gelir birlikte ağlarsınız, an gelir birlikte gülersiniz. Tatile çıkılır birlikte. Gezer, tozarsınız. artık o'nun hayatnızın bir parçası olması ve hayatınıza bu denli girmiş olması sizi rahatsız etmiyordur. Tatil biter. Okul ile cebelleşirsiniz. Derste yaşadığınız konular konuşulmaktadır. Tiyatroya gitme planları yapılır, sinemaya gidersiniz.Gün gelir hasta olursunuz, yatağınıza sıcak çorbayı getiren yine o'dur. Şiirler yazılır, süprizler yapılır. Sevişirsiniz bir gün... Bu sefer zevk-i sefanız için değil de, ilk kez sevdiğiniz için! Bir şeyler hissettiğiniz ve paylaştığınız için.Artık her şey rayına oturmuştur. o sizi siz de o'nu tanımışsınızdır. Rutindir, güvenlirdir, kalbinizi yaralayacak süprizler yoktur artık bu ilişkide. Bütün bu süre boyunca yıllar değil de sanki bir kaç ay geçmiş gibi gelir size. Mezuniyet günü gelir sevdiğinizin. Gelecek birden kararır. Planlar ile doldurursunuz içinizi, güvene almak istersiniz ilişkinizi. Fakat sistem çoktan dayamıştır görünmeyen soğuk bıçağını omurganıza. sevdiğiniz çalışmaya başlar. siz hala üniversitede derslerinizle cebelleşmektedirsiniz. mesajlaşırsınız, malum ''doğu görevidir'' zorunludur, hizmettir... dedim ya! sistem dayamıştır o soğuk bıçağını omurganıza! Mesajlarınıza cevap gelmemeye başlar, sorun olmadığını söyler. Anlarsınız ya, üstüne gitmezsiniz. Konuşma şekli değişir, artık size ''sevgilim'' demekten kaçınıyordur. bir kaç hafta sonra ara verelim mesajına bakarken saatlerinizi geçirirsiniz, evet yazmaya gitmez ya parmaklarınız, yine de saatler sonra arkadaş oluverirsiniz o'nunla. hayatınıza devam edersiniz. kendinizi derslerinize verip de artık geciktirmemek için mezuniyetinizi. not tutarsınız, ders çalışırsınız ve belki de hayatınızda ilk kez başarılı öğrenciler arasındasınızdır! Bir gün zorlu bir günün ardından eve gelirsiniz ve telefonunuz çalar. Mesaj o'ndandır. Eliniz gitmez açmaya mesajı, heycanlanırsınız. mesaj açıldığında iliklerinize kadar saplanan bıçağın varlığından ilk kez haberiniz olur! Uzun cümleler sulu gözlerinizde tek bir kelimeye dönüşür: ''hoşçakal''