gözlerin bıçak gibi saplanırken kalbime bir sessizlik çöktü üzerime ,senin düşlerinin bende yankılanması belkide bu sessizlikti ,belkide karanlık tıpkı birbirini tetikleyen durumlar gibi.yinede gözlerin ışıl ışıl parlıyordu ay ışığı altında .
hayatı anımsatıyordu ,benzetmek gerekirse bir ay tutulmasıydı beni hapsedeninden.yüzün sahici bir girdap gibi beni içine çekiyordu bilmediğim bir hasret içime sarkıyordu delicesine karşımaçıkmıştın işte .
Yaşandı belkide sırf senin için ,için için yansamda korkusuz olmamdan yaşanamadı..
ey gökyüzündeki hazin ve mağrur ayı kendisine mal eden sevgili.
sen ki beni yokluk alemine sürüklerken ne istersin gökyüzündeki nazlı gelinden .
sen beni yok et , parçala istersen yak küllerimi okyanuslara savur ama ay tutulmasının zarafeti ve onuruyla oynama. onu masumiyetini senin iblisliğin ile lekeleme ki sen gittiğinde aya bakacak yüzüm olsun.
sevgili, ayın masum ışığı altında kanlı ellerini göremiyorum, o masumiyet, senin gaddarlığını sarıp yumuşatıyor .
senin varlığın ay tutulması sevgili , sen gittiğinde aya verilecek tekrar özgürlüğü ve ay ile ben eziyet çekmeyeceğiz artık.
şimdi bir elvedaya hasret bekliyoruz ayrılık gününü.