üniversitede her zaman gittiğimiz bi cafe vardı. 2 çift gittik. ben, benim hatun, arkadaş ve sevgilisi. tabu falan oynadıktan sonra kızlar eşli batak oynayalım diye tutturdular. sanki çok biliyolar amk batağını.
neyse eşli batak oynuyoruz. herkes sevgilisiyle eş oldu. oyun baya çekişmeli. kendi aramızda gerginlik falan yaşıyoruz. hatunlar tarafından 'neden o kağıdı attın' diye pervasızca atılan tripler var. (şimdi düşününce acıyorum lan kendime. batak oynarken bile trip yemişim amk ya). sonra 'bebeem, aşkısı' falan deyip gönül alma olayları. ardından yanlış atılan kağıt olduğunda 'senin atacağın kağıdı sikeyim' deyip yeniden yaşanan gerginlikler falan.
böyle saçma sapan ilişkimizi tüm cafe izlerken, benim panpa dediğim herif aniden bi hapşırdı. elinde kağıtlar olduğu için ağzını kapatamadı. karşısında da eşli oynadığımız için sevgilisi oturuyo.
hapşırmasıyla beraber havada süzülen balgam topağını gördüm amk. havada kıza doğru ilerliyo. kız sağa kaçtı sola kaçtı en son sağa tekrar hamle yaptı ve durdu. hepimiz donduk. ağzımızdan bi kelime bile çıkmıyo. kızın alnının ortasında koca topak kahverengi balgam asılı duruyo. kız kıpkırmızı oldu. ağladı ağlıcak. hatun , sevgilisine bağıramıyo da. çünkü tüm cafe bize baksa kızın alnının çatısındaki balgamı görecek. nasıl, nerden buldum anlamadım. 5-10 saniye içinde peçete bulup kızın alnına yapıştırdım ve sildim. bi 10 dakika falan konuşamadık.
kimseye anlatmadık tabii olayı. dördümüzün bileceği bi iğrençlik olarak kaldı.
not: evet ayrıldılar. bu eleman hala arkadaşım. hapşırmak üzereyken asla bana yakın hapşırmaz. uzaklaşır hemen. ağzını sikerim!
sevgilin görmeden arkanı dönüp peçeteye sildiğin taktirde sorun olmayan durumdur. ama bunun için biraz dikkatsiz bi manita ve hızlı reflekslere ihtiyaç duyulmaktadır.