insanın aklına heran orada ne yaptığı gelir. Birde ne kadar güvenirse güvensin oralarda birinden hoşlanmaya başlayabilir mi diye düşünüp durur bunu onada söyleyemez. Hep içini kemirir. Ayrıca internetin gitmesi telefonda tlnin kalmayışı hayat memat meselesi olur.
günlerce sınavlarım bitsinde yanına gidebileyim diye beklerken tek tek gideceğin saatleri saymak. okulun son gününün bitiş saatinden 1 saat sonra almış olduğun biletle trene yada otobüse koşup zorla yetişmek. saatlerce yol çekmek ve bunun bitmemesi ardından terminalde yada garda tek başına onun gelmesini beklemek. baktın gelmedi atlayıp yanına gitmek. baktın yüzüne bakmıyor tüm eşyalarını toplayıp ilk otobüsle geri dönmek.
kötü bir durum değildir bu. yanyana geldiğiniz sürece her şey aşılır ve ayrıca böyle daha rahat kendini ifade etmeyi öğrenir insan.
hem esas kötü olan şey yakınında olan sevgilinin sana uzak olmasıdır.
kötü bir durumdur. anlaşılma ve anlama açısından derin sıkıntılara gark olursunuz. kıskançlık yaşarsınız. ama öyle o kız kim neden senle vs cinsinden değil yalnızca; keşke bu güzel anı seninle paylaşabilseydim..gibi kıskançlıklar. özlemleri sizi incitir, sizden başka özlediklerini bilmek kırar. ama uzaksınız siz ufak bir serzeniş bile kavgaya döner çok berbat bir durumdur yani.
Ruhun bedene dar gelmesi. Onu düşünürken aldığın nefesin bir hançer gibi ciğerlerini kanatması. O kanla sevgilinin resmini kalbe cizmek. Beynin tüm düşünce sistemimin devrim geçirerek alt üst olması. Gece rüyalarına girmesi. Karşına çıkan tüm haritalarda onun şehrini aramak ve bulduğunda işaret parmağıyla sevgilinin yanağını haritada aramak. Hayatı dondurmak ve tüm geçmişinin o olduğunu düşünmek. Yaşadığın yeri, insanları, hayvanları, bitkileri algılamamana neden olan Hz.Mevlana`nın şair durumudur vesselam.
zorunludur uzaklık.. o gelemez sen gidemezsin ve böyle geçecek daha 11 ay vardır. beklersin ama düşünürsün geldiğinde herşey aynı olacak mıdır? paylaşılamayan sevinçler , üzüntüler, paylaşılamayan hayat döndüğünde tokat gibi carpacak mıdır yüze? sorarsın kendine.. bulamazsın cevapları.
Hele birde sevgilin tam 9 ay yanındayken birden uzaklara, gidemeyeceğin kadar uzaklara giderse inanın hiç çekilmezdir bu durum.sesini 2 günde sadece 1 dakika telefonda duyabiliyorsan acısı daha da çekilmez bir vaziyet alır.Yüzü her göz kırpmanda gözünün önünde belirir ve kaybolur.Tekrar belirivermesi için çok sık kıpıştırırsın göz kapaklarını yine ulaşamazsın ona.Sonra belki bir anı, belki eski bir fotoraf teselli eder seni.Yüzündeki hafif bir gülümsemeyle, gözündeki 1 damla yaş aynı anda faaliyete geçiverirler.Özlersin onu.Kokusunu duyarsın.Eğer şanslıysan hüzünlü bir müzik eşlik eder sana ve "vazgeç gönül, vazgeç seni anlayan yok" der kulağına eğilip.Sen direnirsin...asla vazgeçmezsin...beklersin sadece...
sevgilinin bedenen uzakta olması aradaki uzaklıkla birlikte aradaki köprüleri sarsarken eğer ki sevgiliyi ruhen de yanıbaşınızda hissetmiyorsanız işte orada durup düşünmekte kafayı iki elinin arasına almakta fayda vardır.
dahili bir çok sorunu beraberinde getirecek olan bir durumdur. hatta olağan konuma kattığı hiç bir ekstra güzellik yoktur bile denilebilir. her şey sevgilinin uzağa gitmesiyle başlar ve biter.
aşk dejenerasyonunun başladığı dönemlerdir. ''sevene ırak olmaz'' geyiktir sadece. sevgi dokunmak ister, görmek ister, sevgi ince bir salyada dudaktan ruha akmak ister...