sevgilinin terk ettiği sokak

entry2 galeri0
    1.
  1. üşüyordum, sisliydi gece. nefesimin buharı bir görülüyor bir kayboluyordu. uzun, dar ve eski bir sokaktı burası. iki yana sıralı evler sokağın üstüne düşecek gibiydi. yer yer sönük yanan ya da hiç yanmayan sokak lambaları bile küsmüştü kaldırımları bakımsız bu sokağa.

    yanaklarimda bir sicaklik hissettim. yüreğim hızlanmıştı gençlik yillarimdaki gibi. bir kaza sonucu hafıza kaybı yaşamıştım. eskiden unutmak istediğim şeyleri hatırlamak istiyordum ama olmuyordu. sanki o kazada aklıma keskin bıçakları batirmislardi. son iki yıl, yaşanmış ne varsa yoktu artık. böyle bir şeyin olması gerekmiyordu. aklımın üstüne sünger çektiği bu acıyı kalbim en derininde saklamıştı.

    ve ben anladım: bazı anılar kalpte saklanır.

    bu sokak o sokaktı. gozyaslarimin sel olup içime aktığı. ve sessizliğin derimi parçalayıp kanımı döktüğü o sokaktı.

    yıllar önceydi. mutluydum mutlulugun imkansizligindan habersizce. bu sokakta uğruna her şeyden vazgectigim ve yıldızlara salıncak kurup sallamak istediğim hayallerimin kızıyla yürüyorduk. ellerimde elleri vardı. mutluluk onun elindeydi ve mutlulugu bana bulastiriyordu. geleceğe dair tatlı hayaller vardı dusuncelerimde. bir de onun kahvenin en güzel tonu olan gözleri vardı o dusuncelerde. herkes ve her seh sustugunda gülümseyen o gözler vardı.

    bir anda narin dudaklarından soğuk bir ses çıktı :

    - olmuyor caner.

    sadece ikimiz varken bana ismimle hitap ettiğinde bilirdim ki yolunda gitmeyen şeyler vardı.

    çekinerek sordum:

    - ne olmuyor ?
    önce sesim titredi sonra bedenim.

    - biz.

    dedi yutkunarak.

    ellerini biraktim o buz kesmiş havada. oysa "ellerin çok sıcak." derdi hep. "ısıt ellerimi." derdi. onun elleri hep soğuk olurdu. kansızlık vardı vücudunda. ben de "benım ellerim sadece senin için sıcak sevgilim." derdim.

    kelimeler öbek öbek düğümlenmişti boğazımda. bir şey söylemek istedim, söyleyemedim. o da bir şey söylemedi. böyle sessizce birkaç apartman boyu yürüdük. tam köşeye geldik ki içimi buz gibi eden şu cümleyi söyledi.

    - ayrılalım.

    kıyametin kopuşu buna benzer olacaktı işte. dünya tam da böyle duracaktı. tüm yıldızlar aynı anda sönecekti sonsuzluğa.

    gözlerimden içime akan gözyaşları taştı bedenimden. ağzımdan kesik bir

    - tamam.

    çıktı. döndüm geriye her şeyin başladığı yere. dünya ayaklarımın altından kayıp gitmisti. ben de bir kayiptim artık..

    ve yıllar sonra aynı sokaktaydim. acı bir islikla ucurdum elektrik tellerindeki kuşları. ucmayan kuslar zoruma giderdi çünkü. ama bu kez zoruma giden bir dünya vardı...

    adım adım onu son kez gördüğüm yere yani sokağın sonundaki köşeye geldim. gozyaslarimin sonu yoktu ama. belki de bu hikayenin sonuna ağlıyordu hala. çünkü bir sonu vardı hatırlarken acıtan, yine aklımın unuttuğu kalbimin bir sır gibi içinde tuttuğu.

    ve parçalanmış anımın son sahnesi geldi gozlerimin önüne.

    keskin bir fren sesiyle irkilmistim. hala kulaklarimda çınlar bu fren sesi. korkuyla dönmüştüm geriye. önce bir araba gördüm sonra lastiklerin asvalttaki imzasını. bu iz tam kalbime işlemişti. dünya durmuştu ya bu kez tüm evren durmuştu. sevdiğim kız yere serilmisti. kırmızı o na ilk kez yakismamisti. koştum o na doğru. yakalayamadim. kayboldu gözlerimde. kıyameti iliklerimde hissettim.

    gözlerimi hastanede açmıştım. sevdiğim kızın öldüğünü hemsire söyledi.

    bilmiyordu ki ben o sokakta çoktan ölmüştüm.
    4 ...
  2. 2.
  3. iğrenç sokaktır. Daha kötüsü de olabilir.
    Lan ben minibüs duraklarında terkedildim lan var mı ötesi?
    2 ...
© 2025 uludağ sözlük