Sabah kahvaltıda mis gibi sıcacık, pofuduk bir ekmek bulundurmanıza delalet eder.
Lan bu kaşar mevzusu ne çok uzadı be?
Sevgilinin kaşar olması.
Sevgilinin tam bir kaşar olması.
Sevgilinin baştan aşağı kaşar olması.
Sevgilinin aşağıdan yukarı kaşar olması.
Sevgilinin soldan sağa kaşar olması.
Sevgilinin sağdan sola kaşar olması.
Sevgilinin içinin kaşar olması.
Sevgilinin dışının kaşar olması.
Her şekilde ye ye bitiremediniz, Allah gözünüzü doyursun la yetti gari, amaaaann!
hacı o değil de günümüz dünyasında basitleşen onca şeye ayak uydurup da nasıl basitleşiyor lan hakaretlerimiz bile. ne bileyim yarın birisi benim arkamdan da "kaşar" diyecek olsa garipsemeyeceğim korkuyorum ki.
sene 2009 ve yer konya, bosna hersek mahallesi...
okulu kırma planları yapıyordum ki gizem gelip "bişey yapak ya hu" dedi "napak"(bu sonradan fena pelesenk olmuştu bizim ekibin diline) dedim, "sen ayart ahaliyi, bilardo iyi fikir" dedi ve bizimki de durur mu yapıştırdı cevabı falan. herneyse konumuz bu değil. bizimkilere dedim "bilardo" fikrini, atladılar hemen. o sırada daha önce sadece selam-sabah ettiğimiz "dilek" adında bir arkadaşımız da hemen ön sıradaydı "ben de gelebilir miyim" dedi, ahali bana baktı(kendimi köy ağası gibi hissettim) onu da alıp gittik bilardoya.
oyunumuzu çevirdik, sonra bir tur daha derken saat olmuş dokuz. kaldı mı iki, kaldı mı dokuz derken dilek çekti beni kenara "yurda yetişmem mümkün değil" dedi, saat on geç giriş saatiymiş falan. hani eğer ki senin için mahsuru yoksa "gel bizde kal" dedim, "evde dört tane sap kalıyoruz" diye de ekledim haliyle. "olur" dedi ve yurt sıkıntısını da ortadan kaldırdığımız için saat on iki gibi eve attık kendimizi. he öncesinde de ev arkadaşım recep'i arayıp da "evi topla lan azcık yaraam" demişliğim var da, o gereksiz detay.
gittik eve, sabaha kadar zaten uyumadık bataktı, cinli hikayeydi derken... sonra kısa süre içinde recep ile dilek arasında bir şeyler oluştuğunu farkettim ve dileği çekip uyardım. aralarında başlayacak herhangi bir şey sekteye uğradığı anda arkadaşlığımıza zeval gelecekti bir şekilde(sırf bu yüzden müzik grubumuza katılmak isteyen ne hanımlara "hadi lenn" demişliğim bile vardır vaktiyle).
gel zaman git zaman dediğim de oldu. bir akşam saat sekiz civarıydı bunlar birbirlerine girip bok var gibi beni de hakem tayin ederek durumu anlattılar. recep, bir kız arkadaşının doğum gününü kutlamak için arıyor ama dilek kıskançlık yapacak diye mutfağa girip, kapıyı falan kapatıp da aramayı yapıyor. dilek, telefon konuşmasını sorgulayınca da çekinip "abimle konuştum" diyor, öyle olmadığı da çok geçmeden ortaya çıkıyor. hadise bu şekilde...
saat sekiz buçuk gibiydi dilek "kuzeninin evine" gitme kararı verdi ve kuzeni de evde 2 arkadaşıyla kalıyor. derken recep'in kafa bozulunca "tutmayın içecem moduna girmek" falan.
derken recep başladı şimdi derdini dökmeye "abi şu saatten sonra bitti benim için dilek. bu saatte kalkıp da 3 sapın olduğu eve giden kızdan ne beklenir?" bir an duraksadım. genelde salt gerçeği söyleyeceğim zamanlarda oluyor bu. duraksıyorum istem dışı ve sonra da olduğu gibi deyiveriyorum. "recep" dedim bizimkine "dilek bizim eve ilk geldiği gün evde dört tane saptık biz. hem de hiçbirimiz kuzeni de değildik ve saat daha geçti sanırım" recep biraz durup düşündü. şişenin dibindeki birayı da dikti kafasına, geçti yatağına uzandı ve sonrasında "haklısın sanırım" dedi.
sonra barıştılar vesaire...
velhasılı diyeceğim o ki öyle kolay işler değil canım kaşar olmak, tost yemek falan. öyle çok kolayına değişen statüler de değil bu bahsettiğimiz statüler.
geçiniz o sebepten, başka bir konu var mıydı canım?
sevgilinin tam bir kaşar olması aslında nasılsınki ne buldunu da getirir akla. zaman zaaman herkes kaşar bir kızla karşılaşmış olabilir, birde güzelse işiniz zor. süründürür. çıkmak basit olduğu için ondan, ufak bir hatanızda başkasının kollarında görebilirsiniz. uzak durun derim. kalbinize göre birini bulmak içinde çapkınlıktan vazgeçmek gerekde derim.
değil mi?: hem sen çapkın olacaksın hem eşin sana bağlı olacak. başka canları yakarken, bunun cezasız kalmasını bekleme. tercihde serbest kişiler tabiki çapkın olmakta ve olmamakta.
her güzel insandan daha güzel biri vardır. bu yüzden sevgiliniz tam kaşarsa bırakmak zorunuza gitmesin, denemeleriniz sonuçsuz kalmışsa. yarım kaşar olmasından iyidir, espirisini yapan arkadaşlarıda tebrik ediyorum...
madem kaşar sen niye bukadar istedin onunla olmayı? madem istedin niye şikayet ediyorsun yaşadıklarından ?
bırakın bu işleri yahu,seninle iken namusun senden geçince kaşar...
hatun milletine çok yüz veren yazar başlığı. sen hiç mi anlamadın onları yaptığını azıcık uyanık değil misin? sana taktığı boynuzların sayısı belli değilken bile onu bu kadar geç bırakman hata. ağzını burnunu kırıp öyle bırakacaktın işte.