mükemmel bir duyguyu yaşamanıza sebep olur.tüm şüphelerinizden kurtulur yaşama yeniden başlarsınız.şüphelerinizin gerçek olduğunu görmek sizi paranoyak olmadığınızı anladığınız için oldukça sevindirir.sonuçta herkesin bu duyguyu yaşaması gereklidir.
çaresi, dermanı olmayan; kimsenin size yardımcı olamayacağı, hatta sizin bile size yardımcı olamayacağınız andır.
acziyetinizin sapına kadar farkına varırsınız o an.
dersane çıkışı onu terasta beklerken, o eski sevgilisiyle birlikte sarmaş dolaş yürümektedir.siz de havadan mal gibi bakakalırsınız.
sonra düşünürsünüz ben nerde yanlış yaptım diye.fakat anlarsınız ki suç sizde değildir.orospuluk yapandadır.bu yüzden herşeyi hatırlamamak üzere unutup hayatınıza devam edersiniz.
kişiliğinizin zorlu bir sınava tutulacağı andır. bundan sonraki süreçte gösterdiğiniz her davranış sizin karakterinizi gün yüzüne çıkaracaktır.
bana yapılır mı bu safhası; evet yapılır. bu dünya üzerinde yaşayan 7 milyar insanın başına gelebilecek bir şey senin başına gelmiştir. bu kadar basit.
neden ben safhası; aslında bana yapılır mı bu ile paraleldir. az biraz farkı, olayı şansızlığa vurmaktır. merak etme sen olmasaydın, bir başkası neden ben diye soracaktı.
yetemedim mi safhası; adamın birisi kadının önüne dünyaları sermiş de, kadın şuraya sersek daha mı güzel olurdu diye sormuş. bunu direk kadına endekslediğime bakmayın. erkek olduğumdandır. sonuçta aldatmak kadınların tekelinde değil. insansan, başka bir insandan bekletilerin sonsuzdur. yetememek normaldir.
şimdi sevişiyor mu safhası; en zoru da budur ki, kabus olup uykuları böler. evet sevişiyor, hatta aldattığını düşünürsek, onun yatağından kalkıp senin yanına gelmiş bile olabilir. acı ama yapacak bir şey yok!
ayrılsaydı bu kadar koymazdı safhası; insanın doğasına aykırıdır. başka bir dal bulmadan, tuttuğu dalı bırakmak hayli zordur.
hepsi benim suçum safhası ; aldatılmak sizin kusurunuz değildir. sizden ayrılmak istemesi sizin kusurunuz olabilir. ama aldatılmak sizin kusurunuz değil. kandırılmanın önüne geçmek zordur.
göstericem sana safhası; yapmayın. kızdığınız, nefret ettiğiniz bir şeye ortak olmayın. bu sizi aldatan insandan daha aciz yapar.
güven sorunu; bütün insanlar farklı olduğu gibi, sizi aldatan insan da tek dir. tanıştığınız her yeni insana sizi aldatan insan muamelesi yapmayın. kalbinizi kapatmanız mutlu bir birlikteliğe engel olabilir. aynı yalancıya iki kere inanmayın, ama yeni tanıdığınız insana da yalancı muamelesi yapmayın.
hayatta karşına çıkan en büyük gerçektir aslında. Kimseye güvenemez olursunuz yıllarca. Şansınız varsa biri sizin güveninizi kazanır ve sizle kalır. Şansınız yoksa hayat zehir olur...
ömründen ömür gitmiş gibi hissedersin, enerjin boşalır, önce aldatıldığın için üzülür sonra aldandığın için kahrolursun. ve en güçlü nefret ve intikam duygusuyla tanışırsın..
Dumur olunan andır. Önce bi kalırsın, "yok ya bu kadar şerefsiz olamaz" diyip inkar edersin. Sonra gidip ona sorarsın. Duymak istediğin cevap "sen ne saçmalıyorsun?"dur. Duyduğun şey ise "yaptım ama..." ile başlayan bahane cümleleridir. Ama'dan sonrasının önemsiz olduğu cümleler yani. Önce değersizlikle suçlarsın kendini, sonra aptallıkla. Biraz zaman geçer, onu suçlamaya başlarsın bu sefer. Kendinden nefret etmene sebep olduğu için ondan nefret edersin. Biraz daha zaman geçer, gülümseyerek hatırlamaya başlarsın bu olayı. Kendinle dalga geçersin hatırladıkça. Ama en yakın arkadaşların söylediğinin tam aksine, hiçbir zaman unutulmaz o olay. Kişiyi unutabilirsin belki. Hatta o an neler hissettiğini de. Ama olay unutulmaz işte. O sahneyi en ince ayrıntısına kadar hatırlarsın. Unutamadığın yetmiyormuş gibi, çok sık duyduğun "neden kimseye güvenemiyorsun?" sorusuna cevap olur bu olay. Cevap vermek yerine susmayı tercih edersin yine de. Çünkü anlatamazsın. "Boşver, zaten anlamazlar." diye düşünüp susmaya devam edersin. Geçmişini mahveden olayın, geleceğini de mahvetmesine izin verdiğini bilerek.
gözler saçlar ilikler. hepsini hissedersin. saç diplerini parmak uçlarındaki damarların atışını iliklerine kadar işleyen bir soğuk hava dalgası. bir daha hiç hissetmeyeceğim. o analrı bir daha yaşarsam,i mayalardan önce davranıp kıyameti ben yaşatırım.
önce sana göstericem diye birden bir öfke haline bürünürsünüz, daha sonra o sinirle kafayı duvarlara vurmak ve benzeri şeyler yapılır, ilk 3 gün kendini alkole verirsin ve önümüzdeki 2-3 ay boyunca aklına geldikçe, adı anıldıkça ağlanmaya başlanır, ruh gibi olur ve o göz yaşları hiç durmadan akar durur. bir daha karşı cinsle arkadaşlık ve selam bile verme isteği kalmayacak kadar güvensizleşilir 6 ay sonra az buçuk unutulur ve o zaman periyodunda hala yerini birisi doldurmadıysa tebrikler sende bir forever alone'sundur artık.
Ayrılığın üzerinden 3 ay geçmiş olsa da hala ayrılığa bir mana verememişken, onu askere gönderirken 15 ay sonraki kavuşulacak günün hayalleri kurulmuşken, senle konuşurken ancak burada nefes alabiliyorum diyen bir sevgiliye sahip olduğunu sanarken; asker adam psikolojisi bozuldu ondan herhalde diye düşünürken * birden büyük bir tesadüf sonucu başka bir kadının ağzından "o benim sevgilim" cümlesini duyduğunuz andır. O an gene inanmak istemezsiniz, değildir öyle deseniz de gayet de öyledir aslında. O tüm hayallerin cam kırığı sesini duymanın acısının içe oturduğu andır.
18-29 yaşlar arasına tekabül ediyorsa yıkıldığınız andır. kendine güveni, insanlara güveni hatta kediye köpeğe bile güveni kalmaz insanın. kalbiniz çarpar hızlı hızlı, kızarmaya başlarsınız, elleriniz titrer, şiddete dahi başvurabilirsiniz. amma ve lakin 30 üstü oldu mu kolaylıkla sepeti koluna herkes kendi yoluna dersiniz. 18 öncesi zaten kavak yelleri misali henüz durumun farkında değilsinizdir.
