telefon çalar saniyesinde açmak istersin üç yılda geçse ilişkinin üzerinden aynı heyecanla. sonra o daha ilk kelimelerini söylerken tatlı bi baş dönmesi yaşarsın, cümlelere geçtiğinde ise gözlerini kapatmış sadece onun sesine odaklanmışsındır. bu an için ölebilirsin.
er kişi askerdedir. fırsat buldukça aramaya beni merakta bırakmamaya çalışmaktadır. akşam saatlerinde arayacağı bilindiği için, telefon elde odadan ayrılmadan beklenmektedir. telefonun sesini duyar duymaz kalp atışı hızlanır, yanakların kızardığı hissedilir. 'bebeğim' kelimesini duyduktan sonra yavaş yavaş kalp atışları normale döner, derin nefes alıp vermeler sona erer..
sesini ilk duydugunuz an icinizde ılık bir seyler akar gibi olur, kelebekler pir pir ucusmaya baslar sanki etrafınızda, kalbiniz hızla carpmaya baslar konusamayacak gibi olursunuz ama hic susmasın istersiniz. bunun bi de sarki soylerkenki sesi vardir hele ona ölünür resmen. kurban olunası sestir. tanım olarak yasanılan en güzel hislerden biridir.
Eğer uzun süre görüşmemişseniz/konuşmamışsanız sesini duyunca bi 'hislenme' olabilir tamam da, hergün görüşme imkanınız varsa; mesela eve gitmek üzere otobüse bindirip, eve gittiğinde 'alo aşkım geldim ben vs vs' durumundaysanız, kusura bakmayın da bi zkim hissetmezsiniz. Bırakın şimdi bu romantik hisli aşık ayaklarını.
huzur, mutluluk, sevinç.. varlığına şükredersin iyi ki hayatıma girmiş ve benim dersin. sesini duymayınca günün iyi geçmez. duyduktan sonra dünyadaki en mutlu insanı olabilirsiniz. telefon kapansın hiç istemez saçma sapan konular açarak konuşmayı bile uzatırsınız ama telefon kapanınca insanın içini hüzün kaplıyor. varlığı bile yeter bazen sesini duyamasan da.
