her ayrılıkta sevenin kalbinde 40 tane mum yanarmış ve ayrılıktan sonra geçen her günde bu mumlardan bir tanesi sönermiş. eğer kırkıncı günün sonunda son mum insanın kalbinde yanmaya devam ederse bir daha ölene kadar sönmezmiş. bu bakımdan mühim bir olaydır.
başlık altına neden hep böyle mecazi entryler girilmiş anlamadım ama yaşadığımdan biliyorum o geçen kırk gün sonu sevgilinin nasıl bir yer olduğunu bile bilmediğiniz bir yerdeyken zamanın hızlı mı yoksa yavaş mı geçtiğini anlamazsınız. kırk gün bir şey belirtmez çünkü ölüm değiştirmez, zamanı etkisizleştirir. buradaki kırk gün nedir ki, orda zaman kavramı var mı bilinmezken. soyut olduğu kadar ağırdır bunu sorgulamak ve bu yükü hissetmek ama keşke şu an bu başlığın altına ben de herkes gibi entry yazabilseydim diye geçirdim içimden.
sevgili ile yasanilan 40 günün ardindan mevlid düzenlenir, konu komsu cagrilir, sevgilinin basindan 40 tas su dökülür. tas ile kafasina sertce vurularak iliski bitirilir.
el-faaaaatiha.
not: iliskinin en yogun yasandigi ay zaten ilk aydir, zorlamanin alemi yok.
zaman çok çabuk mu geçmiş yoksa hiç geçmemiş mi anlayamadığınız durumdur. bir yandan zaman hiç geçmemiş gibi gelirken diğer yandan da koca 40 gün geçmiş onsuz diye düşünürsünüz. gerçekten bir önemi var mı kırkının çıkmasının ya da yok mu bilemezsiniz. zaman kavramı yok olmuştur aslında sizin için. çünkü o hala ölüdür ve geçen zaman onu size tekrar geri getirmeyecektir.