yolda bir taş dikkatinizi çeker onu alır ve bir süre incelersiniz,garip bir şekli vardır ancak taş bu ya para etmeyeceğini düşünür ve onu başka bir yere atarsınız. orada taşlar hakkında bilgi sahibi biri onu bulur, alır ve işler. bir şekilde kulağınıza çalınır bu değil atılacak alsanız bile satılamayacak kadar kıymetli olduğunu işitirsiniz yahut onu gerçekten emek veren birinin elinde görür içlenirsiniz kendi kendinize. ve bu taş o güne değin kıymetini kendisi de farketmemiş kalbi olan bir taş ise onu -ilk ben buldum deseniz- de, gereken değeri vermediğinizi hatırlatarak bir zamanlar soğuk olan avcunuzda sıcacık tutacak olsanız dahi ona kıymetli olduğunu hatırlatandan ayrılmayacaktır. yani değeri yanındayken bilmeyen gidince mi bilecek, bebeğini ağlarken emzirmeyen bir anne sustuğunda onu emzirse bebek için ağladığı an kadar kıymetli olabilir mi o süt?
geç verilen değer beş para etmez. zaman gideni geri getirebilir ama artık siz gereken değeri verseniz de doğru zamanda değer vermediğiniz kişi size aynı hediyeyi bahşetmeyecek kadar yıpranmış ardından toparlanmış ve güçlenmiş olarak karşınıza çıkacaktır. bir de yazılanlar kurgu değilse eğer neden kıymetini anladığınız sevgililerinizin yanında değilsiniz, bence hala anlamamışsınız.
onun herkesten farklı olduğunu, karşılıksız sevebildiğini, kısacası herşeyin sadece onunla güzel olduğunu ve tamamlandığını görmektir. kaybedince kıymetini anlamak kimi zaman faydasızdır, çünkü kırılan sevgili bidaha geri dönmeyebilir...
ayriligin ustunden 6 ay gecmesinden sonra bile herhangi bir alkollu gecede $im$ek gibi insanin beynini carpabilen olaydir. sevgiliyle ya$anan tum anilar birdenbire insanin gozunun onune gelir, tum muhabbetleri hatirlarsiniz, sevgiliyle beraber dinlediginiz $arkilari acar kendinizden gecersiniz. her turlu depresif $arkinin uzerinizde yarattigi tepki birdenbire 20 katina cikar, anlayamazsiniz. gururunuz yuzunden arayamazsiniz, mesaj atamazsiniz, ic gecirmekle yetinirsiniz. avutmak istersiniz kendinizi, bitmesinin nedenlerini hatirlamaya cali$irsiniz. ama hafizaniz izin vermez, sanki daha once bu konuda bir anla$ma yapmi$siniz gibi.. ke$ke dersiniz on kere, yuz kere, bin kere.. ke$ke boyle bitmeseydi, ke$ke boyle olmasaydi dersiniz.. 6 ay boyunca unutmaya cali$tiginiz sevgilinizin hayaleti geri donmu$tur, ve onu aklinizdan atmak icin yapabileceginiz hic bir $ey kalmami$tir. caresiz kalirsiniz, gecenin bir an once bitmesini istersiniz, ama bilirsiniz o hayaletin pe$inizi birakmayacagini.. ya$amamayi dilersiniz.
aslında hep bilinmektedir sevdiceğn kıymeti, lakin yanındayken suni bir şifa bulma duygusu hisseder insan. ne zaman ki ayrı düştünüz hastalığın hiç geçmediğini, sevdiceğin hep özleneceği gerçeği dank eder insanın kafasına.
yok yok, doyulmuyo abi sevgiliye dolayısıyla kıymeti bilinse de bilinmiyor hakkıyla...başa gelen çekilecek eskilerin deyişiyle.
ister sevgili olsun isterse başka bir varlık insan oğlu kaybetmeden değerini anlayamaz.nice atasözü nice deyimler vardır sırf bunlar üzerine.insanın doğasına aykırı olan, birşeyin değerini yanındayken anlamaktır.