Kişileri değerli ve özel kılan ona duyulan sevgidir. Sevginizi o kişinin üzerinden alırsanız, o da sıradan alelade birine dönüşür nezdinizde. O yüzden sevginizi cere çöpe değil, hakedene verin.
Sevgilinin herkes gibi olması, herkesin sevgili gibi olması gibi bir durum ortaya çıkarmaz bu yüzden herkese sevgili gibi yaklaşmayın, toplum kendine sevgili aramıyor; ama yinede üzülmeyin yaşanmış anların hatırına falanda değil üstelik, zaten sevgili an itibariyle herkes gibi olmadı hep öyleydi, şahıs yeni fark etti.
yazık dersiniz, sana verdiğim emeklere, sana verdiğim değere, yazık sana verdiğim sevgiye. ne oldu uğruna herşeyi verdiğim sevgiye, herkes gibi oldu... peki kim verecek benim yıllarımı geriye? gözlerin ayrılık dedi ya gerisi boş, sende herkes gibisin artık, herkes....
mecnun leylayı ararken bir gün karşılaşırlar.mecnun aşık olduğu o muhteşem insanın yüzüne bakar; ''hayır sen leyla değilsin,eğer sen leylaysan,benim içimdeki kim?'' der.
bedene işleyen aşkı sevdiğine yansıtıp onu bütün değerlerin üstünde tuttuğunu farkettiğinde aslında herşeyi sadece içinde yarattığını anlarsın. o da öylesidir işte.herkes gibidir.
insanı ilk başta derin bir sessizliğe iten, ardından günlerce, aylarca, yıllarca düşündüren; sonunda felsefi bi olgunlukla birgün bütün sevgililerin herkes gibi olacağı aforizmasını doğuran gerçekliktir.
zaten sıradan olana karşı aşkın yaşattığı duygular neticesinde verilen mükemmellik payesinin geri alınışıdır . zaten sevgili hiçbir zaman dünyanın geri kalanından farklı olmamıştır. aşkın gözlerini boyamasından ibaret bir yanılsamanın esiri olmaktan kurtulunacağının, gerçeği görmenin zamanının geldiğinin işaretidir ve bu gerçek de seni özgür kılacaktır..
ortada bi hata varsa sevgilinin herkes gibi olduğunun farkedilmesi ya da sevgili kişisi tarafından hissettirilmesi değil sevgiliyi herkesten ayrı tutmakta yatar..
hayatında bir anda karsına cıkan biridir ask, okadar farklı okadar farklıdırki baktıgın hic bir gözde o sıcaklıgı bulamazsın belkide görmek istedigin gibi bakarsın gözlerine ve dünyaya zaman akıp gecer günlerle takvimlerle insanlarda degisir, görmek istediginizi bulamamaya , karsınızadaki insanın üstündeki hayalinizde yaratıp üstüne yapıstırdıgınız maske düser , hata cogu zaman suc karsıda degil sizdedir, zamanla herseyin sıradanlıgının acısı dahada artar ve ilk baktıgınızda icinize isleyeyen o gözelerin anlamı coktan yok olmus masal sona ermiştir.
ilişkinin son bulacağının işareti olan his ve düşüncenin su yüzüne çıkması durumudur. en zoruda bunu karşı tarafa açıklamak olsa gerek. çeşitli bahaneler uydursanda bellidirki aşk biterse özel olma kavramıda biter. önce ufaktan sancılanır, sonra çıkarttığın gazla rahatlarsın..
aşkın bittiği kaçınılmaz noktadır. kaçınılmazdır, çünkü herkes adı üstünde "herkes" gibidir. Aşık olduğumuz süre boyunca o herkesten aslında farklı olmayan kişiyi pek bir farklı ve harika görür, coşarız. Halbuki asıl derinlikli ve sürebilir birliktelikler, karşımızdakinin herkesten biri olmaya başladığı andan itibaren yürütülebilen birlikteliklerdir. Burada artık hayale ve kandırmacaya yer yoktur. iki gerçek insan bir aradadır. Diğeri hormonal bir mutluluktur ve geçicidir.
gönlümle baş başa düşündüm demin
artık bir sihirsiz nefes gibisin
şimdi ta içinde bomboş kalbimin
akisleri sönen bir ses gibisin
maziye karıştı sevda yeminim
büsbütün unuttum seni eminim
kalbimde kalbine yok bile kinim
bence şimdi sen de herkes gibisin
gözlerim gözünde aşkı seçmiyor
onlardan kalbime sevda geçmiyor
ben yordum ruhumu biraz da sen yor
çünkü bence artık herkes gibisin
yolunu beklerken daha dün gece
kaçıyorum bak bugün senden gizlice
kalbime baktım da işte iyice
anladım ki sen de herkes gibisin
gelelim şiir hakkında bilgilere biraz da:
- şiir nazım hikmet ran tarafından henüz 14 yaşındayken kaleme alınıyor,
- kime yazıldığı meçhul maalesef, daha ne piraye var hayatında ne de vera, en büyük aşkıyla yani komünizmle tanışmasına dahi daha yıllar var
üstelik, daha çok aşka yani görecesiz en güzel gerçekliğe adıyor haliyle şiirlerini,
- n.h.ran, o zamanlar; pek bilinmemesine karşın, sıkı bir mevlevi aynı zamanda! 2 sene sonra 'geldik işte kapındayız, müridiniz ey mevlana'
dizelerini kaleme alacak üstelik...
- bu şiirin bestesini cem karaca yapıp, 'nerede kalmıştık' adlı kasedine de koyuyor aynı zamanda,
- son olaraksa; ilhan irem, yılmaz odabaşı gibi pek çok şair ve müzisyeni de derinden etkileyip, referans almalarına sebep olmuş bir şiirdir tüm bunlara ek olarak kendileri.