ne nefret, ne alay , ne de sevgi , ne terkedilmek .... en hazin duygu bir zamanlar birseyleri paylastigin kisiye karsi notr olmak. en buyuk cezadir hem sizin icin hem karsi taraf icin. bir kalemde her seyi unutmak. ve yasanmamis gibi duyumsamak. hatta adini bile unutmak... ne hazindir...kaptan cok yorgunum beni bekleme... ne yapalim hayat bu....
nefret de bir duygudur ve ne hazin ki duyguların en kuvvetlisidir.her kim bana eski sevgilisinden nefret ettiğini,onun yüzünü bile görmek istemediğini söylese,içimde bir yerler sızlar onun için...çünkü en güçlü duygularla bağlanmıştır o kişiye haberi yoktur veya haberi vardır da kendine bile itiraf etme cesareti yoktur...
ama sevgili herkes gibi oluncan ;
işte o zaman o bağlar çözülür...özgür bırakırsın onu,onun sendeki varlığını...ve kendi ruhunu
en zorudur,en hazinidir,ama tek çözümdür unutmak için.
gönlümle baş başa düşündüm demin
artık bir sihirsiz nefes gibisin
şimdi ta içinde bomboş kalbimin
akisleri sönen bir ses gibisin
maziye karıştı sevda yeminim
büsbütün unuttum seni eminim
kalbimde kalbine yok bile kinim
bence şimdi sen de herkes gibisin
gözlerim gözünde aşkı seçmiyor
onlardan kalbime sevda geçmiyor
ben yordum ruhumu biraz da sen yor
çünkü bence artık herkes gibisin
yolunu beklerken daha dün gece
kaçıyorum bak bugün senden gizlice
kalbime baktım da işte iyice
anladım ki sen de herkes gibisin
gelelim şiir hakkında bilgilere biraz da:
- şiir nazım hikmet ran tarafından henüz 14 yaşındayken kaleme alınıyor,
- kime yazıldığı meçhul maalesef, daha ne piraye var hayatında ne de vera, en büyük aşkıyla yani komünizmle tanışmasına dahi daha yıllar var
üstelik, daha çok aşka yani görecesiz en güzel gerçekliğe adıyor haliyle şiirlerini,
- n.h.ran, o zamanlar; pek bilinmemesine karşın, sıkı bir mevlevi aynı zamanda! 2 sene sonra 'geldik işte kapındayız, müridiniz ey mevlana'
dizelerini kaleme alacak üstelik...
- bu şiirin bestesini cem karaca yapıp, 'nerede kalmıştık' adlı kasedine de koyuyor aynı zamanda,
- son olaraksa; ilhan irem, yılmaz odabaşı gibi pek çok şair ve müzisyeni de derinden etkileyip, referans almalarına sebep olmuş bir şiirdir tüm bunlara ek olarak kendileri.
aşkın bittiği kaçınılmaz noktadır. kaçınılmazdır, çünkü herkes adı üstünde "herkes" gibidir. Aşık olduğumuz süre boyunca o herkesten aslında farklı olmayan kişiyi pek bir farklı ve harika görür, coşarız. Halbuki asıl derinlikli ve sürebilir birliktelikler, karşımızdakinin herkesten biri olmaya başladığı andan itibaren yürütülebilen birlikteliklerdir. Burada artık hayale ve kandırmacaya yer yoktur. iki gerçek insan bir aradadır. Diğeri hormonal bir mutluluktur ve geçicidir.
ilişkinin son bulacağının işareti olan his ve düşüncenin su yüzüne çıkması durumudur. en zoruda bunu karşı tarafa açıklamak olsa gerek. çeşitli bahaneler uydursanda bellidirki aşk biterse özel olma kavramıda biter. önce ufaktan sancılanır, sonra çıkarttığın gazla rahatlarsın..
hayatında bir anda karsına cıkan biridir ask, okadar farklı okadar farklıdırki baktıgın hic bir gözde o sıcaklıgı bulamazsın belkide görmek istedigin gibi bakarsın gözlerine ve dünyaya zaman akıp gecer günlerle takvimlerle insanlarda degisir, görmek istediginizi bulamamaya , karsınızadaki insanın üstündeki hayalinizde yaratıp üstüne yapıstırdıgınız maske düser , hata cogu zaman suc karsıda degil sizdedir, zamanla herseyin sıradanlıgının acısı dahada artar ve ilk baktıgınızda icinize isleyeyen o gözelerin anlamı coktan yok olmus masal sona ermiştir.
ortada bi hata varsa sevgilinin herkes gibi olduğunun farkedilmesi ya da sevgili kişisi tarafından hissettirilmesi değil sevgiliyi herkesten ayrı tutmakta yatar..
zaten sıradan olana karşı aşkın yaşattığı duygular neticesinde verilen mükemmellik payesinin geri alınışıdır . zaten sevgili hiçbir zaman dünyanın geri kalanından farklı olmamıştır. aşkın gözlerini boyamasından ibaret bir yanılsamanın esiri olmaktan kurtulunacağının, gerçeği görmenin zamanının geldiğinin işaretidir ve bu gerçek de seni özgür kılacaktır..
insanı ilk başta derin bir sessizliğe iten, ardından günlerce, aylarca, yıllarca düşündüren; sonunda felsefi bi olgunlukla birgün bütün sevgililerin herkes gibi olacağı aforizmasını doğuran gerçekliktir.
mecnun leylayı ararken bir gün karşılaşırlar.mecnun aşık olduğu o muhteşem insanın yüzüne bakar; ''hayır sen leyla değilsin,eğer sen leylaysan,benim içimdeki kim?'' der.
bedene işleyen aşkı sevdiğine yansıtıp onu bütün değerlerin üstünde tuttuğunu farkettiğinde aslında herşeyi sadece içinde yarattığını anlarsın. o da öylesidir işte.herkes gibidir.