ben ne kadar çekingensem sende o kadar rahattın.
yüzün dışında vücudunun her yerini santimine kadar inceledim nerdeyse. neden?
yüzüne bakamıyodum çünkü. bakmak istedim ama olmadı. yüzüm kızardı. ne diyeceğimi bilemedim. gözlerin dışında her yere değdi gözlerim.
ceketini inceledim sen konuşurken, siyah bereni, eldivenlerini, kesip kanattığın ellerini. etrafımı da gözden geçirmeyi ihmal etmedim elbet.
önce sağıma, sonra soluma derken arkama dönmeyi de unutmadım. baktım olmuyo '' ben bi lavaboya gidicem'' diyerek oradaki muslukları da inceledim, hemen köşedeki çöp bidonunu, kapının üstündeki '' lütfen bulmak istediğiniz gibi bırakın '' yazısını falan. sen sıkıldığımı düşündün, ben gözlerinle boğuştum.