kimine önemli, kimine önemsizdir. her insanın bir geçmişi vardır ama adı üstünde geçmiştir kurcalanması sadece sorunlar yaratır her iki taraf için de. o seni seviyorsa geçmişin önemi yok yaşadığımız an bu andır geçmiş değil.
ne derse desin, ne kadar güvenirseniz güvenin, asla ama asla gerçeği öğrenemeyeceğimiz geçmiştir. sevmekle alakası yok bunun. ulan keşke zaman makinesi olsaydı dedirtir.*
tek istediğiniz ben kimseyle yakınlaşmadım cevabıdır. bunu duysanız da inanmak güçtür, yalan olduğunu düşünürsünüz onun geçmişi öyle aklınızı kurcalar ki bazen hasta mıyım diye kendinize sorarsınız.
bilmek istemediğim bir durumdur. çünkü kadınım ve bilirsem takıntı yaparım bilirim. her şeyde eski sevgilileri aklıma gelir, gözüne gözüne sokarım bir nevi hayatı ona da kendime de zindan ederim. sürekli kıyaslama yapmaya çalışırım yeri gelir saç rengimi bile kendi isteğim değil ''bu hatunda bu saç rengi varmış bende de o olması lazım'' deyip hayatımı net bir şekilde eksilerim.
bir de şunu eklemeliyim ki zamanında oturup sevgililerimi eski sevgili konusunda teselli etmişliğim de vardır. sevmiyorsa/sevemiyorsa uğraşmayacaksın sonuç itibariyle. dinler, dinler, susar ve kapıyı çekip ellerim cebimde bir yerlerde tek başıma kahve içmeye giderim. bende böyle bir kadınım işte.
bilinmesi gerekir.
tabii burada hanım kızımızdan bahsediyoruz. ne hanımlıklar yapmış bir bakalım.
mikrofonu kendisine uzatıyor ve beş bilemedin on dakika konuşmasını bekliyoruz.
biz asla konuşmuyoruz beyler. unutmayın konuşan kaybeder.
mal mal kızın bacaklara, memeye, göte kitlenmiyoruz.
gözlerinin içine bakıyor ve sadece dinliyoruz.
ve bu konuşma mümkünse seks sonrası olmasın, çünkü orada mala bağladığımız için "ben eskiden kerhanede çalışıyordum." dese bile "olsun ben seni evimin kadını, çocuklarımın anası yapıcam." diyebiliriz.
evet kızı beş on dakika dinledik. yani kimlerle olmuş, ne bitmiş filan anlattı. şunu unutma bir kadın asla olanların hepsini anlatmaz. araları tamamlamak sana kalmış. birinden bahsederkenki beden dili, göz ışıltısı önemli.
kızın anlattıkları bitince onu evine bırak, kendin kendini iyi hissettiğin bir mekana gidip kızın anlattıklarını düşün. mekan dediysem dağ başı veya deniz kenarı da olabilir. anlattıkları kafana yattıysa, ikna olduysan yarra yedin. geçmiş olsun.
şaka lan o zaman devam et hacı.
yok kızda bir hinlik sezdiysen yol yakınken vazcay.
hadi hayırlı traşlar. bak bir daha söylüyorum burası çok önemli: seks sonrası veya hemen öncesi sakın bu konuların açılmasına izin verme.
bir gün karşınıza o geçmişten bir berk veya bir mert çıkacak ve sevgilinize sarılıp "ayy canım yhaa seni hiç unutamadım biliyo musuğn? ahaha ne günlerdi yhaa, çok ağlamıştım arkandan." filan diyecek ve sinirinizi zıplatacaktır.
onun laubali hareketleri ve siz orada değilmiş gibi davranması nedeniyle mutlaka bir kavga çıkacaktır. ve o kavga sonunda siz "çok kaba" bir insan olarak anılacaksınız.
senin geçmişindir..
çünkü sen de diğer sevgili rolünü oynamaktasın kuzum.
bu yüzden çok sorgulamak, ayrıntıları didiklemek pek iyi olmayabilir..
sağlıklı da değil.. geçmiş çöplüktür, köpekler karıştırır...
hem ne yapacaksın sevgilinin geçmişini?
işe mi alacaksın biyografisini mi yazacaksın?
eğer ilişkiye başlamadan geçmiş tamamen kapandıysa bir daha açılmamalıdır. ne zaman açılırsa sorun çıkar, kafa karışır.
tanım:iki taraf için de açılmaması gereken zamandır.