kendinizi içine hapsettiğiniz en acımasız dünya budur. hiçbir zaman tam olarak bilmezsiniz. Gelmişi ve geçmişi silmek gerekir bazen *. bazense asla içinizden atamazsınız bunu.
giden sevgiliden fenası yanınızdayken uzaklara dalan sevgilidir hele o sevgiliyle birlikte sevgilinin geçmişindeki birinden kaçtıysanız sizden utandığına kadar giden hastalıklı düşünceler kaplar içinizi.
hep unuttuğunuz sizin de aşklarınız, yaralarınız olduğudur ve asıl acı veren bunları hatırlamayacak kadar bencil bir aşkla tutulmuş olmanız.
insanın başına ne gelirse meraktanmış zaten.kurcaladıkça istenmeyen şeyler ortaya çıkabilir, kişilerin canı sıkılabilir.ancak geçmişin kurcalanmaması demek onların gerçek olmadığı anlamına da gelmez, o yüzden her şeyin bilinmesi bence en iyisi.bu konuyu daha geçenlerde bir arkadaşımla konuştuk, onun yakın bir arkadaşı ve sevgilisi birbirlerinin geçmişi hakkında en ufak bir şey dahi sormama kararı almışlar.insan çatlar yahu, arkadaşım diye yutturduğu kişi belki de bir önceki sevgilisi ha olamaz mı?burda önemli olan eski sevgiliyi arkadaş diye yutturmak filan da değil aslında karşındakini salak yerine koymak ki günümüzden bunlardan hayli mevcut.özetle, paranoyak bünyelerden özellikle uzak tutulması gereken bir mevzu şu geçmiş.ancak insan merakına ne kadar karşı koyabilir o da ayrı bir merak konusudur tabi.
lanet edilesi bi durumdur. hay geçmişini ben senin.. şeklindeki cümlelere başlanmasına sebep olan güzide bir mazidir. ki nitekim yeni sevgili bu geçmişten illet etmiştir. çok geçmeden yeni sevgili de artık 'geçmiş'teki yerini alır.
ilgi çekici olmayan bir husustur. nitekim, gelecekte yapacaklarınız geçmişi unutturacağından takılınmaması gereken bir konu olarakta nitelendirilebilir.
eğer takarsanız kafayı yiyebilirsiniz, en iyisi takmamaktır. hatta sevgiliniz size geçmişi hakkında yalanlar söyler ve size "ben sütten çıkmış ak kaşığım" imajı vermeye çalışırsa, ona inanın, böylece içiniz rahat olur o yanınızdayken, ona öyle inanın ki dışardan size sevgili hakkında söylenen hiçbir şeye inanmayın. eğer ayrılırsanız onun pis geçmişini kabullenmek biraz zor oluyor ama bildiğiniz için öyle olduğunu pek de takmıyorsunuz artık onu. öyle bir şey işte...
ciddi düşünülmeyen kızsa zerre kadar ilgilenilmeyen geçmiştir. ey kızlar size sesleniyorum. eğer bir erkek sizin geçmişinizi sormuyorsa, merak etmiyorsa sizi miker ve siz onun geçmişi olursunuz.
ancak derin araştırmalar sonucu öğrenilebilir. kesinlikle sizden önceki ilişkisi hakkında size hiç bir şey söylemez. nerede doğup büyüdüğünü, hangi okullarda okuduğunu, hangi filmleri izlediğini, nereleri gezip gördüğünü öğrenebilirsiniz sadece.
eğer ciddi bir ilişkide yürürken konu cinselliğe gelir ve karşı taraf size cinsel ilişkide bulunmadım ama cinsel münasebette bulundum derse canınızın ne kadar yanacağını tahmin edemezsiniz. siz siz olun geçmişi hiç sorgulamayın.*
ciddi ve sağlıklı bir birliktelik,bir ömür yaşamaya nazır çiftlerin birbirlerinin kaldırabileceği ölçüde yaşanmışlıkları olması zaruridir.cinsiyetçilik yapmadan söylüyorum,bir kız/erkek çocuk arabasında çocuğunu gezdiren mutlu çiftlere özenmeden hayat yaşadıysa yaşıyorsa hesap verilebilir geçmişi yok demektir.bu da sağlıklı bir ilişki kurmayı imkansızlaştırır.evet sevgililik şeffalıktır,hesap verilebilirliktir,bu asla bir yargılama değildir.her anın hesabı verilebilsin ki,sorun yumakları seni arayıp bulmasın.
çok şey yaşamışsa bundan genelde egodan dolayı tırsar insanlar.. bilhassa erkekler.. kendilerini bi kıyaslama bi yarış içinde hissedeler.. yarışacak güçleri olmadığından ya da kaybedeceklerini düşündüklerinden uzaklaşırlar geçmişinde hayaletler dolu olan insanlardan..
oysa geçmişinde bi kere okkalı sevmiş sevişmiş efendim intiharlara kalkışmış biri , bütün bunlara rağmen yeniden sizi sevebiliyorsa , ya ayran gönüllüdür ya gerçekten sevmiştir..
geçmişin ? diye sorunca içinden çıkamayan insanlar zaten yorgun bitkin bıkkın ve vazgeçmiş olurlar..buna rağmen size gelmişse yeniden umutlanmışsa , bence siktiri çekmemek lazım..
kimi insanlar deriyi sever.. deri kullanıldıkça güzelleşir.. hatta o kadar ki , yeni deri ceket alsanız komik durur kupları omuz kısımları tam üstüne oturmaz.. illa ki bi kaç ay giymek gerekir..
kimi insanlar ise deri ceket yerine yün kazak giyerler.. yün çabuk eskir , üstünde yün yumakları topak topak olur.. çok giymek bozar yünü.. eskidikçe çirkinleşir..
bütün soru işte deri mi yün mü size uygun..
yoksa hesap vermek filansa mevzuu , kimse dedektif değil karşındakine şu gün şu saat nerdeydin napıyordun diye sorgu çeksin.. tercih meselesi..