''hiçkimsenin yağmurun bile böyle küçük elleri yoktur''dizeleriyle yeni türkü grubunun en iyi şekilde tanımladığı özlemdir. Bu nedenle sevgilinin elleri için yazıldıgı düşünülen ve daha bir anlamlı olandır. Bir zaman saçlarınızı okşayan,yüzünüze dokunan,yumuşaklığını hissettiğiniz ellerin sahibi..eller bahane belki..ama sevdiceğin eli ne de olsa..
5 parmak kemiğinin..
bir beyaz deri parçasının..
tırnak denen o uzuvların..
ha bir de incecik bileğin..
bir araya gelipte, beni harukulade bir gezintiye çıkarmasıdır.
erkeğin kadından belki de en önemli farkıdır..
en kara bulutlu anlarda bile şefkat kokan ellerin..
yaramaz çocukların, şenlikli parkıdır..
ben boğulurken avucunda, yerine sensiz sellerin..
uzunca bi aradan sonra, -evet- çok çok uzun bir aradan sonra eller tekrar kenetlenir.
işte o zaman özlemekten kasıtın ne olduğunu anlarsınız, titrersiniz. içiniz ürperir, tüyleriniz diken diken olur.
sımsıkı tutarsınız birbirinizin ellerini...
sanki daha önce hiç el ele tutuşmamış gibi.
sevdiceğin gözlerine bakarsınız, ışıl ışıldır.
ağlamaklıdır, parlamaktadır.
herşeyi anlatmaktadır.
özlem, aşk, hasret, sevmek.
hele bunlar birikmişse, işte o özlemi gidermek bir türlü bitmek bilmez.
Bana bir Can Yücel yazısını hatırlatan başlık.
"Yalnız kalmaktan korkmuyorum da,
Ya canım ellerini tutmak isterse.
Evet Sevgili,
Kim özlerdi avuç içlerinin ter kokusunu,
Kim uzanmak isterdi parmaklarına,
Mazilerinde görkemli bir yaşanmışlığa tanıklık etmiş olmasalardı eğer"
ellerinizi birbirine geçmiş şekilde bulmanızla sonuçlanması muhtemel durum. bazen ellerinin kokusu ellerinizde kalır yıkamaya kıyamazsınız, yatarsınız yatağa koklarsınız ellerinizi o kokuyordur, onu düşünürsünüz ama yanınızda olmadığını anlayınca uykuya dalarsınız belki rüyamda görürüm diye.
başka bir tenin kokusu sinmişken tuttuysa ellerini...''keşke...'' dedirtir insana...
''ya tutmasın ellerimi'' dersin çığlık çığlığa ''ya da tutmasın ellerini...''özlemini dindirirken..
ama o umursamaz ise bu durumu..kirlenir ellerin ve o özlem paslı bir bıçak gibi sağlanır insanın böğrüne...
şey tamam sen git. Ama giderken ellerini, gözlerini, dudaklarını, nefesini, sesini falan bıraksan burda? Yani diyeceğim şu ki şey aslında sesi de boş ver. Gözü de. Ellerini ve dudaklarını bıraksan? Yani ellerin çok güzel de.
Yağmurumu yakar yokluğunun türküsü,
Özlem aşkın mı, acının mı öyküsü?
Oysa ellerin benim en sevdiğim çiçeklerimdi.
Yoksun artık gönül düşümün söğüdü eğildi,
Yine kış gelecek üşüyeceksin,
Benden uzakta neler düşüneceksin..
Üşüyorum ellerin yok,
Gittin gideli bir tek düşüm yok.
o eller şimdi çok uzakta, bavul taşımaktan yorulmuş, patlamış ve nasırlaşmış olsa da yanağıma değeceği gün, dünyanın en tatlı elleri olucak... ve ben, o elleri her gün çok özlüyorum...
--spoiler--
bir yıldızın gökten kaybı kadar arsız
ah bu gidiş çok zamansız..
sensizliğin tam ortasında
oyunsuz oyuncaksız..
ellerin..
ellerin.. şimdi ellerin elleri..
--spoiler-- *