eğer içinizdeki mükemmeli bulamamış kötünün iyisi gibi bir his uyandırıyorsa; bir yandan madem doğru insan değil gitmeliyim derken bir yandan yaşanmışlıklar tutar adamın paçasından. alışkanlıklardan kurtulmak her zaman kolay olmaz sevgili bir yerden sonra alışkanlıktır aynı zamanda. çoğu zaman hayatın merkezine oturtulur ve çıkarıldığında patlatılmış dev sivilce çukuru gibi iz bırakabilir de.
sevgili cidden faydayı bırakın zarar veriyorsa zaten kaçmak lazımdır iz miz kalmaz öyle bi kaçarsınki arkana dahi bakmadan 5 senelik ilişki sadece tabloya skor olarak yansıyan bir gol olarak kalır; kaç kişiye çalım attığın, kaç defans oyuncusunu faulsüz yere düşürüp valeyle ağlara gömdüğün asla hatrında kalmaz.
ağır ağır gelen bir çöküntü oturur yüreğe. yine olmamıştır. yine o "aradığınız kişiye" ulaşılamamıştır. artık yapılacak iki şey vardır. ya direkt ayrılmak ya da..
normalde hiç hoşunuza gitmeyen huyları olan kişiyle birlikte olmanın sonucudur. mesela pop müzik dinleyen, şiir yazan**** -aslında yazamayan-, konuştuğu konular aslında çok sıkıcı olan*, bir kişiyi hayal edin. ortak hiç noktanız yok. ama durduk yere ona karşı birşey hissedersiniz. ''neyini seviyorum ki lan ben bunun?'' diye sorarsınız kendinize.
sonra uzun uzun düşünürsünüz. yanlış kişi olduğuna karar verirsiniz. evet yanlış kişi. bunu başından beri biliyosundur. ama ona karşı yine de birşeyler hissediyorsunuzdur. böyle bir kısır döngü işte.
bir sürü hatalar yaptığın an'dır.
pişmanlıklar biriktirdiğin an'dır.
onu hatırlamak istemediğin an'dır.
ayları-belki de yılları kül ettiğin an'dır.
kendine ayıp ettiğin an'dır.
Senden bir şeyler gizlediğini fark ettiğiniz an ( genellikle telefonu calar mesgule atar ve kim oldugunu sordugunuzda malın biri ya dersler icin arayip duruyor der. Isteyince de bana guvenmiyor musun der gavat. Zeytinyagi gibi uste cikar.)
Sizi habersiz birakmasi
Siz onun yanindayken ne kadar yorgun veya uykusuz olsaniz da enerji doluyken onun gayet sakin, uykulu, bos bakan gozleri, umursamaz hareketleri...
insanlar zamanla değişir. istekleri de değişmeye başlar. hayata bakış açısı farklılaşır. evlilik var ise orta yolu bulmak, evlilik yok, sevgi varsa yine orta yolun bulmak, her türlü bağ kalmamışsa yolların ayrılması gerekir.
Esas olan sevgilinin doğru kişi olduğunu anladığın an değil midir?
Bir ilişkiye 'evet bu kesinlikle doğru kişi' deyip başlamazsın ki. 'Acaba bu doğru kişi mi' diyerek başlarsın.
şaşırmadığı bir an olabiliyor bazıları için..
aslında hepimizin bir eşi var bence hayatta..
ama bazen bulsak bile olmayabiliyor..
olmayınca olmuyor yani..
ayrıca doğru insanı arıyor musunuz siz gerçekten hala?
beğenirsiniz ve birlikte olursunuz..
olay budur yani..
bunun ilerisi artık çok komik değil mi gerçektende?