Artık ayrılık vaktinin geldiğinin anlaşıldığı andır. Çabalamaktan yorulduğum andır. ilerde daha fazla üzülmemek için ilişkiyi bir an önce bitirmek gerekir.
şaşırmadığı bir an olabiliyor bazıları için..
aslında hepimizin bir eşi var bence hayatta..
ama bazen bulsak bile olmayabiliyor..
olmayınca olmuyor yani..
ayrıca doğru insanı arıyor musunuz siz gerçekten hala?
beğenirsiniz ve birlikte olursunuz..
olay budur yani..
bunun ilerisi artık çok komik değil mi gerçektende?
Esas olan sevgilinin doğru kişi olduğunu anladığın an değil midir?
Bir ilişkiye 'evet bu kesinlikle doğru kişi' deyip başlamazsın ki. 'Acaba bu doğru kişi mi' diyerek başlarsın.
insanlar zamanla değişir. istekleri de değişmeye başlar. hayata bakış açısı farklılaşır. evlilik var ise orta yolu bulmak, evlilik yok, sevgi varsa yine orta yolun bulmak, her türlü bağ kalmamışsa yolların ayrılması gerekir.
Senden bir şeyler gizlediğini fark ettiğiniz an ( genellikle telefonu calar mesgule atar ve kim oldugunu sordugunuzda malın biri ya dersler icin arayip duruyor der. Isteyince de bana guvenmiyor musun der gavat. Zeytinyagi gibi uste cikar.)
Sizi habersiz birakmasi
Siz onun yanindayken ne kadar yorgun veya uykusuz olsaniz da enerji doluyken onun gayet sakin, uykulu, bos bakan gozleri, umursamaz hareketleri...
bir sürü hatalar yaptığın an'dır.
pişmanlıklar biriktirdiğin an'dır.
onu hatırlamak istemediğin an'dır.
ayları-belki de yılları kül ettiğin an'dır.
kendine ayıp ettiğin an'dır.
normalde hiç hoşunuza gitmeyen huyları olan kişiyle birlikte olmanın sonucudur. mesela pop müzik dinleyen, şiir yazan**** -aslında yazamayan-, konuştuğu konular aslında çok sıkıcı olan*, bir kişiyi hayal edin. ortak hiç noktanız yok. ama durduk yere ona karşı birşey hissedersiniz. ''neyini seviyorum ki lan ben bunun?'' diye sorarsınız kendinize.
sonra uzun uzun düşünürsünüz. yanlış kişi olduğuna karar verirsiniz. evet yanlış kişi. bunu başından beri biliyosundur. ama ona karşı yine de birşeyler hissediyorsunuzdur. böyle bir kısır döngü işte.