şarap eşliğinde yenmiş bir akşam yemeğinden sonra sohbetin koyulaştığı petrol mavisi gecelerde insanı Hayata küstüren gelişmeler yaşanmamalı, bu acı dinmeli. ümitliyim ama karamsarım. bilim bilim diyoruz, nerde bilim? tuncay güney, NERDE HAA!!?...
o çıtı pıtı kızdan böylesine kolonların, kirişlerin, çelik konsorsiyumların çıkmış olabileceği düşüncesi bile kimileRimizi hasan sabbah'ın fedaileri gibi alamut'un en yüksek burcundan KENDiNi AŞAĞIYA BIRAKMAYA iKNA EDEBiLECEK iğrençlikteyken bu kardeşiniz o'nu( yani kalın boku, oooh god) şu gözleriylen gördü. ve bi daha hiç gözünün önünden gitmedi o iBRET VERiCi TABLO.
neden diye sorarım hep o akşamdan sonra. derviş oldum, divane oldum, SAKAL UZATTIM GÖBEK DELiĞiME GADAR. seks şöyle dursun sıvalamya bile kör Bakar oldum gıdısıN yediğim yerinde. ne zaman o'nu düşünsem(yani kalın boku, oooh jesus) bir ceylan su içmeye gider. ordan yulaf ezmesi yiyip ishal olmaya... öyle kötü olurum yani.
o kapkalın fildişinden kolonun üzerindeki domata parçacıkları... o devasa çatlakları gören gözleri GÖRENLERiN iÇiNE DÜŞTÜĞÜ dehşet... sifonu çektikçe başkaldırıcasına, isyan edercesine "hiçbir yere gitmiyorum buradayım" diyen nonda'nın yarrağıvari, semazen gibi dön dön dönen bir gerilla...
artık bu saatten sonra ne erotizmi, ne seksi, ne osbiri!!?
credit: en iyilere girer diyordum, hayret! sorunlusunuz siz.
ergenliğe yeni adım atan bir gencin bile -ergenliğe girişin o hızlı kalp atışlarına rağmen- böyle mide bulandırıcı, iğrençliklere meyletmeyeceğini bir kez daha hatırlatandır.