ben bundan sonra ne mutlu olurum ne mutlu ederim. ev cehennem yeri gibi babam her şeyi öğrendi. sabah namazına kalktığında hıçkırıklarını duyuyorum. herkes bana acıyan gözlerle bakıyor. odamdan dısarı çıkamıyorum. kimsenin yüzüne bakamıyorum. küçük kardeşim acıyıp yemek getiriyor bi tek benle o konusuyor. üniversite hayatım bitti daha asla göndermezler bu da ablamın numarası nolur mesaj atma. böyle olması gerekiyormuş demekki. seni daha göremiyecek olamak baskasının olacağını bilmek çok acı ama artık kabullendim bittiğini kendine çok iyi bak seni her zaman sevdim. (not: sevdiğiniz insandan istemeden ayırılmak zorunda bırakılmak ve o insanın hayatının mahvolmasını çaresizce izlemek bu acıyı hissetmek asla unutulamaz.)
Sözümün geçmediği ayrılıklar başka! şehir başka gece başka alkol başka!.
Bir başkalaşım kahramanı gibi sokuluyorum yanına yılda en fazla birkaç kez.
Karşılaşıyoruz önemi yokmuş gibi görünen kelimeler ediliyor karşılıklı.sıradan, sığ, basit.
Derinliğini ve gücünü ayrı zamanlarda bırakmış bir tesadüf...
"nasılsın?" diye soruyorum farkı yok bu sorunun "şu adrese nasıl gidebilirim?"den
"iyiyim " diyorsun farkı yok "şurdan bi kilo domates tartar mısınız?" dan.
Yaşananları nerede bıraktık? Nerede düşürdük kimseye belli etmediğimiz masumıyetımızı?
Doğrusu şu, sen büyüyorsun ben yaşlanıyorum...
Kim kime kaç tur bindirmiş bu araba yarısında bilinmiyor.
Geceyarısı açtığım telefonları hatırla ;"biz" de sıkışıp kalan "ben" i hatırla vaktin olduğunda!
--spoiler--
özlendiğinin farkındamısın bu insan tarafından? mutlu olmayı hak etmedikmi ikimizde? neden böyle oldu tam buldum derken?
tam sevebilecekken neden dipsiz kuyulara attın beni bitanem? ya da neyse susma hakkına sahipsin. gününü berbat etmek istemem.
--spoiler--