kötüdür kötü kalp çarpıntısıyla gidersin oturduğun süre zarfında oğlunu anlatır durur siz sıkılırsınız sevgiliniz kendi evinde olmanın rahatlığıyla gitmek istemez en sonunda dayanılmaz bir hal alır ve çaktırmadan sevgilinin bacağına bir çimdik atılır ve oradan koşarak uzaklaşılır.
eğer ayrılırsanız o güne lanet okuyacaksınız. hele bir de daha kötüsü vardır ki o da annenizle tanıştırmanızdır.
her şey toz pembeyken biz çok ciddiyiz evleneceğiz ayağına bu hataya düşmeyin derim. gerçekten ayrıldıktan sonra durum çok farklı olabiliyor. ailelerin işe katılmış olması daha çok yıpratıyor.
ya da bana öyle geliyor. bir çok kız arkadaşımın annesiyle tanıştım. kimisi saçıma taktı, kimisi göbeğime. efendim kız çocukları değerlidir o bakımdan anneler gerilir. mutlaka bir kulp bulacaklar. alışın yani erkek kısmı.
ha anneyle tanışma demek ille de evlilik aşaması demek değildir. bunu da kafanıza koyun.
huyunu suyunu bilmediğiniz biriyle tanışmak zaten gerilimli bir olaydır bir de o yeni tanışacağınız kişiye kendinizi sevdirme zorunluluğu eklendi mi reflü krizlerine girebilirsiniz,
elini öpsem çok mu yavşakca olur,
el sıkışıp öpüşsek fazla modern mi görünür,
sadece öpüşsek fazla samimi gibimsi,
en iyisi düğün günü tanışmak ehehe yok lan şaka yaptım abartmayın. sevgilinize danışın anasının huyu suyu neymiş öğrenin ayna karşısında prova yapın öyle gidin.
evde tanışılıyorsa, kendi evinizde yan gelip yatan halinizden eser kalmaz. yemek sonrası tabaklar kaldırılır, çaylar tazelenir, bir hizmete yardım olayına girilir... ev halkının gelin gözüyle bakıp incelemesine maruz kalınır... bir kibarlık, bir hanımlık falan...
tam bir gerilim anıdır...
bundan sonra dışarıda tanışmaya kararlıyım * .
Kötü bir durumdur. ilk başlarda ne kadar iyi gibi görünse de kötüdür, kötü. Peki neden kötüdür? Bir kere bu durum işin ciddiye bindiğini gösterir. Şahsi tavsiyem olabildiğince geciktirmeye çalışın bu tanışma faslını. Geldik en kötü olaya... SEvgilinizle kavga etmişsinizdir ve ayrılmışsınızdır. Sevdicek, bu ayrılığı kaldıramayıp ağlamaya, zırlamaya başlar. Bunu gören annesi tabii anne yüreği dayanamıyor; hemen sizi arar ve sizi afedersiniz sike sike tekrar barışmaya ikna eder.
adam şekilden şekile giriyor. acaba yanlış bi şe söylicem mi, acaba beni sevecek mi (sanki onunla evlenecen). işimle ilgili soru soracak mı . fazla kasmaya gerenk yok aslında (dut yemiş bülbül misali). ister sevsin ister sevmesin olduğundan farklı görünmeye geerek yok neysek oyuz abicim...:)
Öncelikle kişiliğinizden uzaklaşmamanız, aksine kişiliğinize dahada bürünerek kendiniz olmanız gerekir ki, karşıdakine samimiyetinizi hissettirebilesiniz. Güven sağlayabilesiniz ki oda kızını sizinle gözü arkada kalmadan her yere göndersin.
Bu yüzden olaya iyi tarafından bakmak lazım gelir. Güven sağladıgınız an kızın aileye yalan söleme gizzli buluşma durumları biter. işten ya da okuldan sonra sevgilinizde sizin gibi eve geç gidip sevgilimleydim diyebilir. Bakımlı olun, ama bokunu çıkartmayın. Takım elbise muhabbetine hiç girmeyin uganda cumhur-u reisini karşılamaya gitmiyorsunuz. Saç sakal özen gösterilmiş olsun, birde otururken yayılmadan kendine güven sahibi bir kişiye ait olan ama aynı zmanda karşıdakine saygı gösteren şekilde dik olarak oturulmalıdır.
zamanında yaparken çok sıkıldığım fakat şimdi hatırladığımda çok güldüğüm bi durumdur. tanışmaya gitmek için sabah işten izin alıp berbere gittim daha önceden aldığım takım elbiseleri giydim yarım saat saçlarla uğraştım. bi kutu parfümü boşalttım üzerime. taksiyle mecidiyeköye geldim daha sonra bi çiçekçiden 50 şer taneden iki buket çiçek aldım. kız arkadaşım ve annesi cevahirdelerdi kapıda onları beklemeye başladım haliyle o gün cevahire gelenlere baya elenceli bi makara konusu olmuştum zira elinde iki buket çiçekle(ki bunlar elime bile sığmıyodu) jöleli saçlar hafif parlayan dıştan dikişli bi takım elbise ve yeni olduğu belli olan çok parlak ayakkabılar yüzdede çok gergin bi surat ifadesi baya dalga geçilecek bi konudur. gözünüzün önüne gelmiştir heralde gülün gülün tutmayın kendinizi. neyse velhasılı kelam eski kayın validem baya beğenmişti yanlış hatırlamıyosam. sonuç şuan o kızdan ayrıldım banada geriye bu hatıralardan kalan bi kaç küçük tebessüm kaldı.
ister istemez melek yüzlü, yumuşak sesli, hanımhanımcık* biri olup çıkarsınız karşısında. kasar da kasarsınız. yüzünüz kızarız falan.
eğer nişanlılık arefesindeyseniz, nasıl hitap etmeniz gerektiği konusunda kafanız epey bi karışır; "teyze" desen olmaz***, "anne" desen dereyi görmeden paçaları sıvamış oluyorsunuz, "x* hanım" şeklinde bir hitap da gayet soğuk kaçmakta.
en iyisi hiç hitap etmemek. ya da böyle durumlar için bi hitap şekli icat edilsin.