ciddi düşünülüyorsa Sevgiliyle para konusunda sen-ben olmaz, kimin parası varsa o yapar ödemeyi.
- aa bak şu gömlek de güzelmiş
+ gel hayatım alayım onu sana
ya da en basitinden yemek yemek birlikte en çok yapılan eylemlerdendir, burada da yine o anki maddi durumu kimin daha iyiyse o öder. bunlar bile hediye sayılabilir. Ayrıca bir sevgililer günü hediyesi almaya gerek yoktur.
(bkz: sevene her gün bayram)
zeki bir erkeğin kapitalist düzenin oyunları, sistem karşıtlığı gibi felsefeler yaparak, bir ihtimal sevgiliyi kızdırmadan olayın mantığını kavratabileceği durumdur.
+aşkım, hani sevgililer günü hediyem benim?
-canım ben materyalizme alet olmayı sevmiyorum.
+necati nerde hediyem?
-hem ben senin sahip olabileceğin en güzel hediyeyim ki.
+matruşka olursun ancak sen, her haltın içinden çıkıyorsun çünkü.
-ihi ehe he, hadi kahve ısmarliim sana,
+oo zenginsin?
-hediyenin parasını yiyeliöhööhöıhımm..
+allah cezanı versin necati, boyun devrilsin e mi
-hay dilimi...
akabinde şaka yaptım diyerek arka tarafta saklanan hediyenin ortaya çıkartılmasıyla son bulacak eylem.
zira kızların bu konudaki beklentileriyle oynamak ateşle oynamaktan farksızdır. *
eğer 14 şubat sevgilinin doğumgünü ya da ilişkide herhangi bir özel gün niteliği taşımıyorsa en mantıklı seçenektir.
bahse konu günde gül fiyatları 5 katına, ıvır zıvır 3 katına ani bir sıçrama yapar. sevgiliye hediye alırsın hey ne güzel sevinir falan. so what demek istiyorum sayın sözlük. sen git kapitalizme o kadar para say, maneviyata paha biçip hediye al bir yerde "sana sevgim bu kadar" de sevgilin de mutlu olsun. yok ya.
not: 15 şubat günü sonuçlarını bu başlık altından aktaracağım bizden ayrılmayın.