sevgililer günü ayrılan sevgili

entry7 galeri0
    ?.
  1. büyük beklenti içerisine girip pahalı bir hediye bekleyen sevgiliye dayanamayıp akıllıca bir çıkış yaparak son anda işi kıvırması olayıdır.
    1 ...
  2. ?.
  3. Tam tüccar kafası var bu kişide. Ne gerek var altı üstü sadece bir gün sürüyor zaten.
    Not: şuan boştayım. Dolu olsam böyle konuşmazdım emin olun.
    0 ...
  4. ?.
  5. o günü başkasıyla geçirme paniğiyle yapılmıştır.
    0 ...
  6. ?.
  7. imzasını hiç unutulmayacak bir tarihe atan sevgilidir.
    benim o...
    şu tanım olarak girdiğim gibi o güne imzamı atma derdim yoktu. yani öyle spesifik bir tarihte ayrılayım da ileri de çocuklara anlatayım; ulan ben öyle bir aşk yaşadım ki sevgililer günün de ayrıldık, görün babanızı ne romantik adam! demek için yapmadım elbet.

    yaşanılan süreç noktayı o tarihte koymuş oldu sadece. tesadüf mü kader mi?
    bilmiyorum. tesadüflere inanmam, eğer bir şey olmuşsa, mutlaka bir sebebi vardır onun. en önemsiz şeylerin bile hatta.

    olmadı, yürümedi işte. bir insanın sevdiği kişiye yapacağı en büyük kötülük nedir biliyor musunu?
    yıllarca kendinize umut bina etmesi ve yıllar sonra hayatından çıkıp gitmeniz. yani değerli zamanını çalmanız.
    bir insanın her şeyini çalabilirsin, yerine bir şekilde gelir. namus hariç ama iki dikişte onu da hallediyorlar artık.
    bir şey asla yerine gelmez. zaman...

    oturup düşündüm, 5 yıl 6 yıl....böyle böyle sürecekti. bir de öyle saçma salak, öyle aptalca hayaller vardı ki, mesela 2014 yılında evli olacaktık. o zamanlar yıl 2007. şimdi ise 2013. ne kalmış ki?
    peki ben de ne var? kocamaaan bir sıfır!

    valla öyle uçan kaçan bir evliya değilim ama gelecek hakkındaki öngörülerim çoğunlukla tuttu. her şey beklediğim gibi kötü gelişti.
    yahu kardeşim, bir insan maddi manevi kendine yetemiyorsa, yarını yoksa; sevmeye de hakkı yok! çoğunu katılmayacaksınız ama öyle.
    tabi yıllar sonra bu acı gerçeğe hem inanıp, hem de kaybettiğiniz insanın içinizi acıtması da cabası. tuttuğun yer elinde kalıyor işte.

    teferruata gerek yok, zaten kimse de okumayacak bu yazıyı. olmadı işte, uzağa bir baktım tamamen karanlık.
    ayrıldım abi, tam 14 şubatta ayrıldım. 5. sene mi ne olacak, bak ne çabuk geçti.

    iyi hatırlıyorum yine perşembe günüydü. evden çıktım, annemden aldım parayı doğru üsküdar'a sürekli buluştuğumuz yer.
    ne iyi kızdı oysa ki.
    yalvardı be, ayrılmayalım diye yalvardı o zaman.

    -bir yolunu buluruz, ikimiz başarırız...

    gibi şeyler söyledi sustum, başaramayız, altından kalkamayız dedim.
    onca şirinliğine rağmen sustum, bitsin dedim yalvardım. galiba hayatımın en kötü günüydü o. evet, tam olarak en kötü günü oydu.
    karşımda beni kaybetmek istemeyen biri vardı ve onu deliler gibi seviyordum ama ayrılmak zorundasın. bak zorunluluk diyorum.

    ayrıntılara girecek gücüm yok, saatlerce kavga dövüş, birbirimize acıyarak bakan gözler ve ağlamalar falan işte.
    bir ara sinirlendim ve bağırdım, ellerinde çiçeklerle sevgililer günü sarmaş dolaşan çiftler dönüp bize baktı. herkes sevişiyor, biz ise ayrılmanın eşiğindeyiz.

    nasıl kötü bir gündü anlatamam, yaşamanız gerek, allah kimseye yaşatmasın ayrıca.
    dedim ya o güne denk getirme derdim yoktu sadece bir raslantı, raslantıysa eğer. çünkü süreç orada taştı, orada kopardım ipleri abi...
    orada bitirdim, çok seviyor olmam da dinletemedi bana hiçbir şey; bitecekti, bitti.

    sen git ben burada biraz daha kalacağım demişti, havada bayağı soğuk tabi, saatte geç. bırakmadım tabi, sabaha kadar kalsa duracaktım. fethi paşa korusu var üsküdarda. onun merdivenlerinden çıktıktan sonra bir giriş var ortada, böyle oval bir yer. tam orada.
    ben gidiyorum dedim. son defa sarılmak istedi, sarılıp öperken ağlarken içim nasıl ezildi bilemezsiniz. bir an ulan ayrılmak falan yok, seninim be, her zorluğa eyvallah demek istedim, tabi bunun dönüşü olmayan bir şey olacağını bildiğim için, onu daha çok üzeceğim için sustum.
    nasıl sarıldı bir bilseniz.
    anneler var ya, oğulları şehit düştüğünde cenazesine sarılırlar hani. ben öldüm sandım ondan ayrılınca, ölüme sarıldı bir anne şefkatiyle.
    çok ağladım be, o kadar ağladım ki.
    ben ölene kadar unutamayacağım o sarılışı. o bakışlarını asla unutamayacağım. buz gibiydi elleri. genelde ellerini ceplerime koyardı. ilk defa o gün ellerini ver üşüme diyemedim.

    ben yedim bu haltı istemeden, en sevdiğim insana, sırf para kazanmak için uydurulmuş ama her nedense kurban bayramı gibi kutsal kabul ettiğimiz bir günde bu kötülüğü yaptım.
    diğer günlerde olsa farkı olur muydu bilmiyorum, olmazdı herhalde.
    yaptım abi, ben yaptım bunu...

    şimdi ne kaldı peki elime; hiç... koca bir hiç.
    o'na gelince; o kadar mutlu ki, bununla avunacak kadar samimiyetsiz olmasam da, daha iyi bir hayat sürdüğü için teşekkür ediyorum kendime bazı zaman.

    budur hikayemiz, her 14 şubat'ta aklıma çakılıyor işte. her 14 şubat'ta gidiyorum, boş boş geziyorum orada. kağıt bardakta çay alıyorum, sigara üstüne sigara içiyorum.

    bu sene gidebilir miyim bilmiyorum, para çıkışırsa şayet... kısmet....
    1 ...
  8. 0.
  9. genelde erkeklerin yaptığı amacı para verip hediye almamıs olmak ve 15 şubatta özür dileyip barışmak.
    0 ...
  10. 1.
  11. bir arkadaşımın yeni sevgilisine sevgililer gününde vereceği hediyeymiş. Böyle hediye mi olur lan.
    0 ...
  12. 2.
  13. benim yaptığım gibi o da zurnanın son deliğine gelmiş son nefesini de vermiştir. bazen yollar ayrılıyor ama sevgililer günü ayrılık pek bir ironik.
    0 ...
© 2025 uludağ sözlük