Edinebileceğiniz en boktan histir. Hayatımda hiç bu kadar göt lalesi gibi kaldığımı hatırlamıyorum. Canım hiçbir şey yapmak istemiyor. Ne yemek yiyebiliyorum, ne kahvaltı edebiliyorum. Nerdeyse her gece arkadaşlarımla dışarı çıkmama rağmen, aklımı bi köşesi hep onda.
işin diğer bir tarafıda, ülkelerin be kültürlerinde farklı olması. Bizim insanımız sevdi mi tam seviyor gerçekten, aşka ve sevgiye çok hoyrat, delicesine ve kör kütük bir bakış açımız var. Romantiğiz gerçekten. Ama özellikle orta ve batı avrupa kültürlerinde. Aşk ve sevgi biraz daha metafizik, aşırı duygu yüklemiyolar insanlar kendilerine. Buda ne yazik ki, bizim lanetimiz bana göre.
Kısacası sevgiliden uzak olmak, bazen saatin akrep ve yelkovanına dalıp gitmektir, bazen telefonun başında beklemektir, bazen skype'ta onun çevirimiçi olmasını beklemektir. Zordur. Çok sınayıcıdır. Kişilerin dirayetine bağlıdır. Her iki tarafra kararlıysa, sonuna kadar gider, değilse de solar gider.
ayrılık düşüncesi, sevgilileri en az bir kere dürter bu durumda. sonrasında mevcut şartların cazibesi, bu düşünceyi ilişkinin kaderi haline getirebilir. er kişi, erasmus programıyla hollanda'ya gitmişse mesela. ohooo...
uzun süre sevgili kaldığında kendi isteğinle gerçekleştiyse yapıcı bir hal. hele yıpranmışlık varsa ilaçtır, uzak olmak uzak kalmak. bu uzaklaşma ayrılığa da delalet belki "tabiat boşluk affetmez" olsun. ne demiş turgut uyar : "bahara bir dilim mavi var son çeyrek biraz hüzünlü olur, olsun.." bahardır önümüz bakarsın bağ olur?
şu an başımdaki durumdur 15 haziran'a kadar sürecektir. allah daha uzun ayrı kalacak olanlara yardım etsin dedirttirir çok kötü durumdur. ygs hazırlığı için kaçılmış dayı tarafından kampa alınmak suretiyle adana'dan adapazarı'na gelinmiştir. sevgili dehşet özlemiştir ve sevgilinin de özlemesi ve etkilememek için belli etmemesi durumu çok daha çekilmez bir hale getirir.
sürekli o düşünülür sürekli onunla dinlediğin şarkılar dinlenir hemen 15 gün geçsin diye erkenden uyunur geç kalkılır... sözlük çok özlüyorum onu be..
edit: ayrıca yukarda bahsettiğim şarkılar çalınırken veya sevgili her aklına geldiginde(tabi çıkıyorsa) gözlerin dolu dolu olması durumu da ekstradan yorar adamı...
başlık kısmına sevgiliden uzak olmak diye yazdım. günah çıkartıcaktım belki de. ama tanımlayamadım içimdekileri. cümlelerin ne kadar basit kaldığını gördüm. evet sevgilimden ayrı kalınca şu şu geçti içimden diye yazamadım.
ilişkiyi yokusa süren en önemli faktördür. kim ne derse desin yanı başında duran sevgiliyle kilometrelerce uzaktaki sevgili aynı değildir olamaz. insan sevdiğine dokunmak, kokusunu içine çekmek ister.
sezen aksu, ışın karaca'ya verdiği bu şarkıda çok güzel anlatmıştır.
"Aramıza yollar yabancı kollar zor yıllar girdi
Ümitlerimi saf sevinçlerimi derken seni kaybettim
Bir iki sözle bi kaç şarkıyı adaletsiz yargıyı
Bir de bu talihsiz yazgıyı kalbime kaybettim"
bunun adı araya sehirlerin degil, dagların, yolların, ülkelerin, girmesidir. yoktur dermanı yarini sarmaktan başka. yardır, candır, uzaktır ama olsun bu gonul buna da dayanır.
(bkz: ayrılık zor zanaat)
bazen iyi gelen durum. çok muhabbet tez ayrılık getirir-miş. özlemenin de güzellikleri vardır kendince, düşün ki birkaç ay uzak kaldınız *, ve düşün ki buluştunuz *, ve düşün ki hergün yan yanasınız *, hangisi daha çok heyecan veririr *