"güzel olan sevgili değildir, sevgili olan güzeldir" der tolstoy.
siz onun peşinden aylarca koşarsınız, kafanızda hayaller kurarsınız, rüyalarda hep onu görürsünüz. her şarkı onu akla getirir, baktığınız her yerde onu görürsünüz.
tesadüfler olmaya başlar . bir yere telefon açarsınız iyi günler ben ..... nasıl yardımcı olabilirim der. aa onun isminden dersiniz.
televizyonu açarsınız , iyi akşamlar ben ..... diye başlar haber spikeri.
yolda yürürsünüz sabah , bir kadın pencereden yoldaki kızına bağırmaktadır ............
her yerde o vardır, telefon elinizde bir sağa, bir sola gider. yemeğe oturusunuz elinizdeki kaşıkta bile onu görürsünüz. arkadaşınız size bir şeyler anlatıyordur , siz onu düşünürsünüz.
sonra, mum söner, sabah olur, ne derseniz deyin işte ona, olan olur . kel görünür,
zaten bir ilişki de her zaman , ama her zaman bir taraf daha fazla sevmiştir. her zaman bu vardır .
yoksa ferhat dağı delerken, şirin neden sarayını bırakıp, ferhat a gitmedi.
yada dinsel açıdan anlaşılmasın sakın , hz yusuf u seven , züleyha , her şeyini bırakıp gittiğinde, kocasını, şanını, namusunu hatta , yusuf ona bakmadı.
oysa daha bir kaç gün önce sürekli hayalini kurduğunuz, yanındayken bile özlediğiniz o kişi artık sizin için ağır ağır yok olmaktadır.
sevgiliden soğursunuz , özellikle eğer onu ağda yaparken görürseniz, onu traş olurken görürseniz,
lavaboda öyle kılları bıraktığını . artık yapacak hiçbir şey kalmadı gibi gelir , çünkü artık ne ilk öpücüğün tadı vardır . nede ilk el ele tutuşmanın .
insan çünkü hep daha fazlasını ister , hep daha fazlasını. ve yetmez .
gelelim asıl konuya , sevgiliden soğunulur evet: çünkü , ben onu seviyorum diyen kişi, aslında kendisini seviyodur. aşığım diyen kişi kendisine aşıktır . elbette kendisinden soğumamıştır . o artık onun egosunu tatmin etmiyodur.
insan annesini annesi olduğu için sever , babasını babası olduğu için kardeşini bu böyle gider. bir başkasını seviyorsa , yabancı birisini , aşk vardır. ama o sadece
yine kendisini idare edene kadar .
iğrenç ikilemlere sürükleyen duygu spazmıdır.elde etmekle alakalı mıdır?muhtemelen öyledir. öyle ise aşk onun peşinden koşmaktır sonucunu önümüze süren bunalımdır.insanı gollum eder.
+onu sevmiyor muyum yoksa.
+yok yok seviyorum.
+yok len seviyesizin teki.
+yo yo aşkım o benim.
+ hadi be bana kız mı yok.
+allah benim belamı versin.
çeşitli nedenler yüzünden gerçekleşir. insan ne kadar çok sevse de bazı ufak tefek şeyler yüzünden bile soğuyabilir.. mesela karşıma geçip başka bir erkeği övüyorsa, çok iyi temiz biri diyorsa insan ister istemez soğuyor arkadaş.. ben genelde böyle şeyleri sallamazdım ama insan gerçekten sevince kızıyor amuğa goyim.. kıskandırmak kıskanılmak güzel şey ama zamanı uygun olmalı ve abartılmamalı.. o yüzden buz gibi soğudum..
her ilişkide olan şeydir ama bir kere yaşadıktan sonra geri dönüşü yoktur ayrılığa doğru giden yolun başlangıcıdır.
size karşı başkalarının avukatlığını yapması.
sizi önceliklerinden çıkarması.
her şeye bahane üretmesi.
mesajlara geç cevap vermesi.
sadece ihtiyacı olduğunda yanınıza gelmesi gibi uzatılır liste.
sevgiliye söylenmesi, açıklanması zor bir durumdur. insan kendinden bile rahatsız olur. "bende mi bir sorun var acaba? yeterince sevmiyor muydum da böyle oldu? kendimi mi kandırdım?" vb. sorular sordurtur. sevgiliye hiçbir şey yokmuş gibi davranılır ve "belki soğumuşluğum gider, biraz bekleyelim" mantığı ile yaklaşılır. aslında diğer taraftan onu da kırmak istemezsiniz. benim gibiyseniz eğer o kişi sizi kırdığında üzülen değil, sinirlenen ve anında soğuyan bir tipseniz yani, çekip gitmeniz ve unutmanız kolay olur. lakin yine benim gibi, lanet bir vicdan taşıyan, kırıldığında bile karşıdakini kırmamak için kırıldığını belli etmeyen, onun bir hatasını ya da sizden sakladığı bir şeyi yakalayınca yüzüne vuramayan, susan ve izleyen, onun anlatmasını bekleyen bir insansanız yani, bu çekip gitme işi hayli zorlaşır. hani hiç aramasa sormasa "ne oluyor" demezsiniz ona, öylece kalır, siz de bir şey konuşmazsınız, ama o konuştukça hiçbir şey yok gibi davranmak çok zor be..