Cok sevmenin yetmedigi zamanlarda ortaya cikan aci durum. istemeden bazi seyler yolunda gitmedigi icin ayrilir bazen insan. Nasil olsa barisiriz diye dusunur. O varken olmaz yokken hic olmaz. Oyle igrenc durumda verilir bu karar ve insanin agzina sicar malesef. Dogru karar oldugunu umarak yoluna devam edersin ancak.
sevgilinin istemesidir.
zaten genelde de o 'sevgili' denen insan çiftinden biri istemez ayrılmayı.
sevgiliden istemeyerek ayrılmak, günlerce ağlamaktır orda burda.
uyuyamamaktır.
canının yanması, vücudunun bir parçasının eksikmiş gibi gelmesidir.
sürekli bir yerlere yetişmek gerekiyormuş gibi telaşlanmaktır.
bir elinin, bir gözünün eksik gelmesidir.
burnunun koku almaması, ellerinin hissetmemesidir.
sevgiliden istemeyerek ayrılmak, güçlü olmayı gerektiren bir eylemdir.
gelir bir gün nasılsın diye sorar, iyiym dersin.
- gerçekten nasılsın?
+ iyiyim, gerçekten.
- emin misin?
+ bunu bilmek istiyorsan hiç iyi değilim. şimdi mutlu musun?
- ben de iyi değilim.
konuşmasını yapmaktır. bu konuşmadan sonra da hiç bir şeyin değişmemesidir.
(bkz: madem iyi değilsin ne diye bir şeyleri değiştirmiyorsun? ya da madem iyisin ne diye beni daha kötü hale getiriyorsun be gerizekalı?!) *
baska ulkeye gitmek gereklidir. hem o da sizi daha once yok yere terketmistir, son pismanligi fayda etmemelidir. "iki sene beklerim ben bunlari cekmeyi hak ettim" dese de...olmaz ki, kiyilamaz ki...zordur, lakin ayrilmak elzemdir.
her zaman olan şey. sevgili diye bahsediyorsan ona dair hislerin halen canlı demektir. sevgili dediğinden ayrılmanın isteyereki yoktur. 'bizim hatun'dan, 'amaaan şu herif vardı ya'dan, 'takıldığım çocuk'dan isteyerek ayrılınır. sevgiliden ise istemli ayrılık olmaz. sevgili dediğinden ayrılmak hep kabir azabıdır. en azından o ilk günlerde.
istemeden yapılan bir eylemse iğrenç bir şeydir. istemeden neden yapılır, yapılıyor be dedo. yediğiniz yemekten, içtiğiniz sigaradan, yuvarladığınız içkiden, dinlediğiniz müzikten, izlediğiniz filmden, gezdiğiniz yerden, uyuduğunuz uykudan, yaptığınız işten, sıçtığınız boktan, günden, saatten, dakikadan, saniyeden bile nefret edersiniz.
koy götüne rahvan mı gitsin?
nereye koyuyorsun birader, sen göt gibi kalıyorsun zaten ortada. bir daha karşına hiç kimse çıkmayacak gibi huzursuzlanıyorsun, midene ağrılar giriyor, dakika başına üç kere offf çekiyorsun, amele gibi suratla geziniyorsun ortalıkta. o'nu deli gibi istiyorsun yine karşında, yakınında, burnunun dibinde ama olmuyor malesef.
bu aşkın ızdırabını hiç sevmiyorum birader.
böyleyken böyle...
superman abi@ben bir gün yalnızken / kıl, yün yayımları
Niyetin ayrılmak olmadığı durumlarda dilin 'ayrılalım' demesi ile gelişen hadisedir. Bazen sadece karşı tarafa bir ders verme amacı güdülerek, geri dönüp özür dileyeceğini umarak yapılır. Geri dönmeyince de g.t gibi ortada kalınır.