sevgiliden ayrıldıktan sonraki ilk hafta

entry73 galeri1
    1.
  1. 1.gün - çok zor
    2.gün - zor
    3.gün - normal
    4.gün - kolay
    5.gün - çok kolay
    6.gün - bi dışarı çıkıyım, kafamı dağıtıyım
    7.gün - aaa ne güzel kızlar/adamlar
    9 ...
  2. 2.
  3. 1.gün - aaa ne güzel kızlar/adamlar
    2.gün - bi dışarı çıkayım, gezeyim eğleneyim.
    3.gün - çok kolay
    4.gün - kolay
    5.gün - normal
    6.gün - zor
    7.gün - cok zor
    32 ...
  4. 3.
  5. 9. gün - melis ben sana aşık oldum.
    10. gün - melis benimle çıkar mısın?
    11. gün - melis benimle evlenir misin?
    7 ...
  6. 4.
  7. 1. gün-az zor
    2. gün-yedekte kimler var?
    "
    "
    "
    "
    "
    ...yuh amına koyim böyle değil tabi! ama herkesin aklına gelmiştir illa ki bir vesvese olarak...
    3 ...
  8. 5.
  9. 5.
  10. Ayrılık aşamasının en zor kısmıdır. ilk haftayı atlattıktan sonra yeni bir başlangıç ile sahalara geri dönersiniz.
    1 ...
  11. 6.
  12. tarih 30 aralık, saat 1.32 "bence beni özleme ya" diyorsun ve bitiyor
    o gün saat 6 oluyor,
    ben seninleyken 2 defa saat 6 da uyumaya kalkışmıştım,
    seni sevdiğimi söylediğim gün,
    senden ilk ayrıldığım gün,
    bir de bittiği gün oluyor...
    sabah oluyor, uyanıyorum üşüyorum.
    gözüme nietzsche'nin ayracı takılıyor,ama ben kızgınım,
    gardırobu açıyorum kırışık bir gömlek ve ben kırılıyorum,
    yüzümü yıkamaya gidiyorum, elimin yeni uzayan tüyleriyne hıçkırıyorum.
    otobüse biniyorum, biraz yüremeli diye bir durak önce iniyorum
    2. buluşmamız da sen de bir durak önce inmiştin ya hani
    o geliyor aklıma, istemesem de her yer sen oluyorsun...
    o sert mizacın, o huysuz kırgın tavrın geliyor aklıma gülüyorum.
    güçlü görünmeliyim ona çalışıyorum, çekiliyorum köşelere zehrimi akıtıp uysallaşıyorum.
    çok sürmeden dostlarımın haberi oluyor, aklıma yazıyorum tavsiye şarkıları.
    otobüse biniyorum, eve gitmemeliyim ancak uzaklaşmak istiyor aklım,
    bizim eve gelmemiştin hiç, senin olmadığın yerlere gitmek istiyorum...
    açıyorum candan erçetin'i "git" diyor.
    üç beş resim indiriyorum, sana sarıldığım o resim ilişiyor gözüme
    içim dışıma hıçkırıyor, yüzümü yıkıyorum, üşümüyorum...
    nasıl güzel yazmış, candan,
    bilirsin...
    sonra uyuyorum 16 saat seni düşünmeden,
    "hayret lan bu kadar kolaymış meğerse" diyorum.

    tarih oluyor 30 aralık, ve cumartesi...
    baba ben işe gitmek istemiyorum canım sıkkın diyorum.
    annem anlıyor,
    meğer ben seni sayıklamışım hiç aklıma gelmediğin uykumda.
    sert mizacına kafa tutabilecek tek adam olan babam, "tamam oğlum, canın sağolsun" diyor.
    ben babamı ömrümde 2 gün böyle gördüm, sen ne güzel adammışsın!
    cumartesi, üstüme üstüme geliyor,
    cumartesi ağlamıyorum...
    çıkıyorum dışarı, ne güzel şey dediğim cigarayla yürüyorum.
    iki üç yere uğruyorum dağıtacak kimse yok.
    çocuklarla buluşuyorum, yılbaşına hazırlık diyorlar.
    içeriz lan, "alın çok çok alın" diyorum.
    eve geçiyoruz, bir dost arıyor. güzel de oluyor sonra sen "mutlu yıllar.." diyorsun.
    keşke mutluluk olsa herşeyin ilacı? huzursuzum, diyemiyorum...
    saat 11 oluyor mezeler hazırlanıp sofra kuruluyor, 10 kişiyiz.
    en güzel yılbaşı oluyor bu en güzel,türküler, içkiler, hoş sohbet,
    bir huzur eksik...
    oturuyoruz, içiyoruz, şarkılar konaklıyor kulaklarda
    benim içime bağdaş kuruyorlar...
    sağım solum ezgilerle doluyor,
    tam 3 saat boğaz patlatıyorlar.o gece ağlamıyorum,
    o 3 saat her şarkı zerresinde üstüme gelseler de ağlamıyorum.
    o gece üç saatte kırılmadık damarım kalmıyor yumruklarımı sıktığımdan,
    aklımın odalarında filistin askısı,
    kalbimin odaları yanıyor madımak gibi,
    gece bitiyor, yastığa yüzüm deyince "ne güzel bir gündü lan" diye sızıyorum.

    1 ocak oluyor, en uykuya doymuş uykusuz benim oluyorum.
    göz kapaklarım, sovyet paktı ve nato! birbirinden ayrı, odam buz gibi...
    herkes uyuyor, ben ne yapmam gerektiğini bilmiyorum.
    bi sigara mı içsem lan? diye çıkıyorum.
    okula kadar yürüyorum,
    orada oturduğumuz bankta, sadece bi yudum içilmiş su şişesini arıyorum.
    şehir de sis var, her yer kapalı, arabalar ayyaş,
    şehirde sis var ve saat 10.30 hala kimse yok.
    yürümeye devam ediyorum, ağlamıyorum hala, yürüyorum.
    kavaklık bitiyor gözümde, zaman nasıl geçtiyse. yürüyorum,
    elini tutup kaçamak öpüşler aldığım yere gidiyorum. gülüyorum...
    biliyorum ki seni unutacaksam, anılarla barışık olmam lazım
    orada barışıyorum işte, barışmaya çalışıyorum...
    tel örgülerden botanik bahçesine bakıyorum, silietin asılıyor yüzün gibi...
    bu arada kavalığa insan hakları bidirgesini asmışlar, onları okuyorum bir yandan.
    twitterdan öğreniyorum ki canın sıkkın girmişsin yeni yıla,
    ama bu can sıkıntısı ayrılık yüzünden değil hissediyorum.
    nefesimle yazıyorum, sonra siliyorum. yazıyorum siliyorum, "evet, beceremedim"...
    gece oluyor, sınavlarında başarılar diliyorum...

    2 ocak oluyor. recep ve enes sevdikleriyle barışıyor, bir ben kalıyorum.
    ama olmayacak, olmamalı, yıprandık, heyecanı öldü, bitirmeliyiz onu da biliyorum...
    çünkü ne açık bir kapı, ne de besleyecek ümitlerim var yıprandım.
    "sanırlar ki sen beni biricik yar saymıştın
    oysa ki hep yedekte hep elde var saymıştın
    hadi git ne bir adres ne bir hatıra bırak
    zannetme ki pişmanlık mutluluk kadar ırak "diyor candan.
    kuyruk acımla nasıl da hoşuma gidiyor,
    sevdiğin gibi sevilmediğini bilmek unutmayı zorlaştırıyor.
    senden "ara da günde bir 5, 10 dakka konuşalım süreci zamana yayalım" dediğim an geliyor aklıma,
    senin için daha zor olur, anlayışın için teşekkür ederim... diyorsun.
    pişman oluyorum, ben o kadar basit olmamalıyım.
    pişman oluyorum o isteğime,
    aynı yazıp da sildiğim tweetler gibi...
    evet beceremedim...

    2 ocak oluyor, sabah uyanıp okula gidiyorum, sınavlarım var senden arda kalan,
    sen mesaj atana kadar ot gibi geçiyor gün,
    sınav olduğum sırada mesajın geliyor, gülüyorum
    "aklına gelmeyeli uzun zaman olmuştu" diyorum.
    bitiyor sınav, eve geçiyorum.
    karşı komşular geliyor yuvada daralıyorum,
    musluğun altında beynim soğuk suyla uyuşuyor ya hani,
    beethoven yaparmış beste yapmadan önce bunu,
    ağlamadan önce yapıyorum.
    o gece çocuklardan kaçıp kaçıp ağlıyorum...

    3 ocak oluyor vakit, uyanıp okula gidiyorum,
    ömer yok, buseden ses yok, koray çalışıyor...
    kimseye açılamıyorum, hasan geliyor aklıma.
    o gün buluşuyoruz ve ben seni anlatıyorum, birer bira içtiğimiz yerde
    seninle sahlep içtiğimiz yerin tam karşısında,
    ağlamadan anlatıyorum.
    seni parçalara bölüp anlatıyorum,
    realistce eğrisiyle doğrusuyla içimden geldiği gibi değil aklımdan anlatıyorum.
    o da ayrı sevdiğinden, barışırsınız diyorum barışıyorlar dememden iki saat sonra,
    ben kendime bunu diyemiyorum,
    kendimi tanımaya başladığımın işareti...
    -onu seviyor musun? diyor,
    -ona aşığım, o gözümde dünyanın en anlatılmaz kadını diyorum. ama onu sevmiyorum! içime sinmiyor şu üç ay, ben sadece onun yanından giderken ki son iki günlerde mutluyum, toplam 6 gün eder...
    her gün yanına gitmeye gücüm var bu mutluluk için,
    ama olmadı olmuyoruz diyorum.
    içiyoruz güzel güzel, arkadaşlarım çağırdı hadi oraya gidelim diyor,
    gidiyoruz...
    ismail hoca geliyor.
    aşiret mensubu,
    çokca sarhoş,
    kas erimesinden 1,5-2 yıllık ömrü kalmış ismail hoca geliyor tekerlekli sandalyesiyle...
    sarhoş, içine hiç bir şey sinmiyor,
    tiyatro yönetmeni kendisi, bir bir herkesi haşlıyor.
    kızının bir beyni %80 büyüyor, bir diğeri %40 küçülüyor, kalbi de problemli.
    ben şilan'ımı kaybediyorum, "kızım gözümün önünde eriyor lan" diyor.
    işte o an kendimi mutlu hissediyorum,
    ben dünyanın en hafif insanı oluyorum...
    konu siyasetten açılıyor, konuşuyorum...
    ismail hoca bana sarılıp hüngür hüngür ağlıyor...
    "hocam?" diyorum
    "ben 47 gün işkence gördüm, sağlam kaburgam yok. ben oynattığım oyunlardan yıllarca ceza aldım, ben..." diyor,
    ağlaşıyoruz, sarılıyoruz...
    olmuyor lan olmuyor, vicdanım sızlıyor içime sinmiyor!
    içiyoruz bir baştan cuma günü beni bul diyor, sarılıyor...
    çıkıyorum ve yürüyorum dün gece, attığım adımların farkında olmadan
    kilometrelerce yürüyorum, takılmadan düşmeden...
    "sen ne güzel bir şeysin lan diyorum,
    sen iyi ki olmuşsun senin derdin sıkıntın bile ne güzel lan,
    seni düşünmek, senin için paralanmak bile ne güzel lan,
    senin elini tutup başımı dizine gömdüğüm anın mutluluğu kadar
    senin bitmiş, ölmüş duygularına tahammül etmek de o gözlerin kadar güzel, elllerin kadar sıcak" diyorum. sızıyorum...

    4 ocak oluyor, aklımda yüzlerce senaryo var,
    rüyalarımdan yansıyan.
    sen nasıl bir geceydin dün? sen nasıl geçtin 6 gün! dinsizin ahmet'i nazım'ı aziz'i var demiştim,
    ahmet " http://www.youtube.com/ ... diyor,
    nazım http://www.youtube.com/ ... ,
    aziz, "aziz ol benim haddime değil bu durum" diyor geri çekiliyor.

    " saat gecenin körü ben idamlık sanki
    bekler gibi ölümü ecelim ol gel
    zamanım doldu gel
    defterim açık yazıyorum son günümü
    son iki gündüz devr-i âlem dermanım ol gel " diyen bir rap parçasına ne demeli?

    "-yoksa seni rahatsız mı ettim?
    sen beni öpersen belki de aşkımız pratik karşılık bulur
    ne ikna edici bir intihar girişimidir şimdi göz göze gelmek
    elbette ata binmek gibidir seni sevmek sevgilim
    elbette gayet rasyoneldir attan atlamak
    -freud diye bir şey yoktur." diyen muhsin ünlüye ne demeli?
    göksel'e ne demeli sevdiğim? şimdi sindi mi içine?
    kendime ne demeliyim, sana ne demeliyim? umut sarıkaya'ya ne diyeceğim canımın içi? http://www.facebook.com/ ...
    resimlere ne diyeyim, ya düşlere, 1 mayısa, grup yorum konserine?
    şarkılara ne diyeyim? gözlerime, sözlerine, aklıma ne diyeyim...
    sızlanmak isteyen gözlerime ne diyeyim, özlediğim o sesine?
    iyi geceler sevgilim, iyi geceler...
    29 ...
  13. 7.
  14. Keyif Sigaralarının fosur fosur Tüteceği haftadır.
    3 ...
  15. 8.
  16. sigarayı bırakmak gibidir. ilk hafta pek yokluğunu hissetmezsin ama gün geçtikçe dayanması daha zor olur.
    5 ...
  17. 9.
  18. Aslında bilinenin aksine en iyi olunan haftadır. Bir boşluğa düşersin, idrak edemezsin bittiğini, sonra bir şarkı duyarsın ya da bir yerden geçersin, kafana dank eder bir şeyler. O zaman yüreğin sızlar ve aşk acısı başlar...
    10 ...
  19. 10.
  20. yatakta salya sümük modunda geçen süreçtir.
    3 ...
  21. 11.
  22. ya böyle öpüşsen koklaşan sarılan tipler görüldüğünde anlık yaşanan duygusallıklar dışında bir eksiklik hissetmiyorsan iyiki ayrılmışsın dersin kanka...
    3 ...
  23. 12.
  24. 1.gün - ppppffff lan ne oldu da bitti, düşünceler vesveseler
    2.gün - kanka nerdesin. olmeca var limon kap gel
    3.gün - lan kimle oynaşıcam kimle vuruşucam ben şimdi, kış günü ilişki mi biter lan
    4.gün - sıdıka nerde ki lan du bi ariyim şunu
    5.gün - oh be hayat böyle güzelmiş, bebeğim aç biraz daha ağzını aç aç aç
    6.gün - ya biz niye ayrıldık ki lan olmuyo işte olmuyo
    7.gün - seviyom seni dülaaayy, dön bana dülaayyy.
    3 ...
  25. 13.
  26. şarkı dahi dinlenmemesi gereken haftadır.
    12 ...
  27. 14.
  28. 1. gün; aldatmış beni nasıl olur! hüngür hüngür ağlama nöbeti, uyumaya çalışıp kabuslarla uyanmak.
    2. gün; şiş yüzle ölü gibi dolaşmak, eczaneye gidip antidepresan almak, saçını kestirmek.
    3. gün; düşünmemek, düşünmemeye çalışmak, nefret etmek ağlamak istemek ağlayamamak
    ....
    ....
    ...
    ... bir müddet hep anı devam eden arkadaşlarından, ailenden herkesten destek beklenen, aynı günler. birkaç ay içerisinde Antidepresan etkisiyle kilo almak, bu yüzden antidepresanı bırakmak zaten uyumak için içiliyordu o. bu seferde başını yastıktan kaldıramamak, sadece okula gitmek için dışarı çıkıp geri dönmek, hayatına birkaç kişiyi sokup anında çıkartmak, aslında neden yanımda değil neden onu tercih etti, beni değil... mesele; ben ne kadar kötülük yaptımda kendini bu kadar küçülttü, 5 yılımı verdiğim o insandan başka kimse olmaması üzerine kendini savunmasız ve yapayalnız hissetme hissi seni bu hale getiren. bir türlü kendini toparlayamamak, uzun bir süre sonra mail almak onun güçsüz olduğunu görüp senden bir farkı olmadığını görüp bir nevi destek almak, ama ondan bir şekilde iğrenmek sonra telefonla konuşmak, neden hem seni aldatıp hem onunla devam edip hem seninle birlikte olmak isteyebilir ki bir insan, haddini vermek; tam kendine gelmişken yapılan bu çabalar sonrası tekrar eski haline dönmek; bu sefer biraz daha tecrübeli olarak.
    2 ...
  29. 15.
  30. ilişkisine bağlı. sevgiliden sonraki ilk 40 hafta bile çok çok zor olabiliyor bazen.
    4 ...
  31. 16.
  32. mantığın bittiği yere hoşgeldiniz.
    3 ...
  33. 17.
  34. belirli aralıklarla birer haftadır o. bir hafta diye bir şey yoktur. gidip-gelmeler olacaktır fakat şu bilinmelidir ki, denenmiş denenmez.
    3 ...
  35. 18.
  36. bütün umutları denize, numarasını da telefonunuzdan attıktan sonra vicdanınızın rahatlayacağı hafta olacaktır, ki ikinci haftada hatıraları içinizi yakmaz. değilse inek gibi geçer yaşam. ot gibi otlanırsınız işte. arabesksel hüzünlerin eşiğinde kıvranırken bulursunuz kendinizi. akıllı olun, sakın realstliği elinizden bırakmayın. hani dedim ya bırakın atın umutları diye, çünkü umut işkenceyi uzatır. bir şey yaşanır ve biter. uzatmayın bırakın bitsin karşı taraf kadar onurlu olun. aşkı onursuzluğa tercih etmeyin...
    1 ...
  37. 19.
  38. 1.gün - garip bir sessizlik, zoraki rahatladım hareketleri ve kendini avutmalar.
    2.gün - tüm gün ayrılmış olunan sevgiliden bir mesaj, bir alo bekleme.
    3.gün - benden daha iyisini mi bulacak, en iyisi eski sevgililerime bir bakayım tripleri.
    4.gün - facebook'da görülen her kızı ekleme tribi, mesaj atmalar vs..
    5.gün - eve dönerken 2 bira alayım(unutmak için) demeler.
    6.gün - hayvan gibi uyumak. gerçeklerden ancak böyle kaçılır.
    7.gün - telefona sarılıp, ''sensiz yapamıyorum! dön geri gel! tülaaaaay!'' gibi ağlayıp sızlamak.
    2 ...
  39. 20.
  40. kusura bakmayın ama, yeni yumurtlamış tavuk gibi dolaşırsınız ortada. (bu arada "yeni yumurtlamış" değil aslında cümle öbeği lütfen siz tamamlayınız.)
    1 ...
  41. 21.
  42. 20 paket sigarayla halil sezai albümü verin geçip gider.
    1 ...
  43. 22.
  44. dipteyim, sondayım, depresyondayım.
    3 ...
  45. 23.
  46. 1.gun:tamam oğlum olabilir ben gidiyim eve paspas alıyım lan evet.
    2.gun:facebook hesabı acılır tanıdık tanımadık herkesle gun boyu sohbet edilir
    3.gun:mesaj atsam mı lan.s.et ya bosver bıttı o konu
    4.gun:oo fenerbahce macı var lan bugun.
    5.gun:butun gun fılm ızlenır cılgıncasına
    6.gun:yeni bir dizi serisi izlenmeye başlanır (bkz: dexter)
    7.gun:aa kanka o su sarısın kız cok hosmus benı tanıstırsana onla.
    2 ...
  47. 24.
© 2025 uludağ sözlük