ilk gün sancılı, ilk gün zor. ileriki bir tarihe planlanmış, birlikte yapacağınız her şey gelir birden aklınıza. ayaklı ajanda gibi olursunuz resmen. sonra şöyle dersiniz; 'biz ayrılmış olamayız, daha yapacaklarımız vardı.' ama bütün bunlar yarım kalacak, bilirsiniz de kabullenmesi zor. aklınızda ilk gün şu soru vardır. 'peki ya şimdi ne olacak?'
-kocaman bir karın Boşluğu.
-nereye gittiğini bilmediğin, ama akciğere gitmediği kesin olan nefes alış verişi.
-bacakların üst kısmında his kaybı, ayakları hissetmemek.
-Göğüs ve boyun arasındaki kısmın bi yerlerden soğuk soğuk hava alması, hacmin Genişliği.
-5 ton ağırlığında bir kafa.
-yapılabilen tek aktivite olan Sırt üstü yatış.
-"iyi mi yaptım, kötü mü?" muhasebesi.
-ellerde his kaybı.
-herhangi bir yere sığamamak.
-0.23 saniyede bir stalklamak.
-boş konuşup, hissiz Gülen bir ağız.
O gun yataktan cıkmak bıle ızdırap gelır sana, yemek yemek, ders calısmak zaten bıtmıstır artık senın ıcın, tamam ben bılıyorum senın ne kadar cok sevdıgını ama artık anla,bitti.. Gitti.. Goruyorum gorduklerını, duyuyorum o sesleri.. Anılar.. Sanki daha dun yasanmıs gıbı,ya o geceler.. Tamam bugun bendensın, iç,sıç zırla.. Ama yarın dimdik uyan, erkenden fırla yataktan, git bir aynanın karsısında dur, söz ver kendine ağlamayacaksın artık, su guzellıge bak, su yakısıklılıga.. Haydı bakalım, guzel gunler senı beklıyor,durma..
bok gibidir. hele ki güne uyandığın ilk an. o acının tarifi yok. rüyamıydı dersin önce sonra rüya olmadığını anlarsın. yıkılırsın. etrafinda olan herseye tepkisiz kalırsın önce sonra yasamaya devam edersin. Gün gelir azalır acın. Gün gelir nefret edersin sevdiginden. Gün gelir hiç birsey hissetmessin.
depresif takılırsın.
ağlarsın.
kahve ve sigara içer yemek dahi yemezsin.
uyumak istmezsin, uyuyup da bu acıyı unutmak istemezsin.
hıçkıra hıçkıra ağlar kahve yerine içki seanslarına geçersin.
telefonun açıktır ama başkası ararsa açmazsın.
evden arayanlara yok dedirtirsin.
msn sadece onun için açıktır. tek kelime etsin diye..
etmez tek kelime bile etmez.
etse de daha beter üzer..
sonra akşam arkadaşın gelir 'hadi lan yarram içmeye gidiyoruz' der gider bir de onlara geceyi zehir edersin.
berbattır lan!
dehşettir!
kendini üzmeyi geçip etrafını da üzersin artık..
sonra yine içki şişelerinin dibine vurup bir arkadaşının kollarında ağlarken sızarsın.
en iyisi bir daha hiç başlamamak dersin..
aşka küsersin bir günde...
ama yasını ne kadar tutabilirsin ki biten aşkın!?
bir gün!?
bir ay!?
iki ay!?
üç-beş ay!?
altı ay!?
en fazla altı ay...
sonrası yeniden başlayıp yeniden bitip yeniden yas tutmaktır..
gider işte bu böyle...
her bitiş başka bir başlangıçtır.
uğruna yas tutup üzülmeye değen insan yoktur.
öyle ya buna değecek insan zaten üzmez..