telefon elinde arasam mı aramasam mı diye düşünürsün. sesi açık olduğu halde sürekli telefona bakarsın bişey var mı diye, ama yoktur. geçirilen günler, ayrılık konuşması, ayrılık mesajları.. hepsi akıldan tek tek geçer. uyumak istersin ama uyuyamazsın. yani hep bir düşünce halidir.
metalci bünyelerin aşırı şekilde yumuşamasına sebebiyet verebilen gecedir. sert müzikler dinleyen kişi bir anda kedi kesilip yalın ve türevleri eşliğinde içmeye ağlayıp sızlamaya başlar. tavsiye edilen şey ise aynı sertlikte müziklere devam edip sevgiliden nefret etmeye çalışmaktır. içmek durumu daha da zorlaştırır. yanında muhabbet edilebilecek bir arkadaş olması daha iyi olur.
şok gecesi adı altında incelenebilinir. hiç bişey hissedilmez, durum farkına varıldığındaki geceye asıl ilk gece dersek aman tanrım galiba insanın içini çıkartan, böğürten bir durumdur ki yaşanılması halinde psikolojinin normal halinden pek bir eser kaldığı söylenemez.
en zor gecedir, sonrası biraz daha kolay olacaktır. yeter o geceyi zor geçireceğini hatta o gecenin geçmeyeceğini bile bile sabretsin insan... sabah gün doğduğunda bir şeyleri düşünmek daha kolay olacaktır.
en uzun gecedir o. telefona dakikaların ne kadar da yavaş ilerlediğine sövercesine bakılan akşamdır.
sessizliktir, belki biraz gözyaşıdır.olayın idrakınınm yapılamadığı, hala bir geri dönüş, çıkış kapısı arananan gecedir.
zor akşamdır, sabahına uykusuz ve genelde gözlerin ağlamaktan şiş başlanacağına temel oluşturan, şarkıların en ağır olacağı gecedir.
onun olduğu yerlerde, eşyaların üzerinde, sesinin yankılandığı yerlerde sessizliğin dolaşmakta olduğu gecedir..
güneşin doğuşunu sigara içerek karşılayabilirsiniz..
"Yahu daha 8-9 saat önce birbirimizi seviyorduk beraberdik birbirimize aittik de şimdi neoldu da böyle oldu ya kafayı yicem!!!" diye sabaha kadar dedirttiren gecedir.