şimdi efenim bu ayrılığın niteliğine göre değişen bir durumdur. bir kere severek ayrıldıysan, yani kısacası terkedildiysen gidersin eve açarsın bi küçük, fonda acılı bir şarkı ağlarsın... ama artık illallah dediğin bir ilişkinin sonuysa bu ayrılık, ararsın arkadaşlarını o bar senin bu disko benim gezersin*.
ağlarsın, aramalardan kaldırırsın, mesajlarını ya silersin ya da bir klasör oluşturur oraya toplarsın kısaca ayak altından kaldırırsın, telefondaki fotoğraflarını silersin, bilgisayardaki fotoğraflarını ve konuşmaları kaldırırsın ya da silersin, hiçbirini okumak istemezsin, fotoğraflara bakmak istemezsin bilirsin içinin daha fena olacağını. Hediyeler aldıysa onları toplar bir torbaya koyarsın, her zaman göremeyeceğin bir yere kaldırırsın. atmaya kıyamazsın geçirilen güzel zamanlara saygısızlık gibi gelir. Sonra oturur ağlarsın bir daha.
Aradan aylar geçer... Kedinin, köpeğinin bir fotoğrafına bakmak için telefonu kurcalarken çok eskilerde çekilmiş, fotoğraflar silinirken gözden kaçmayı başarmış bir fotoğraf belirir ekranda, bakarsın yine için burkulur fakat artık eskisi gibi değildir. gülümsersin. bitti, nokta.
yapılacak ilk şey nedir bilinmez ancak yapılmayacak ilk şey varsa, ayrıldıktan sonra kendinizi başkasının koynuna atmaktır. ayrılmış olsanız bile acınız katlanır ve değersiz duygusuna kapılırsınız.