Sürekli telefona bakma isteği. Alışkanlık mı yoksa tek kalma korkusu mudur bilinmez.
Elbette bir süre sonra atlatılsa da ömründen ömür götürür depresyonda bırakır zor atlatılır zor, hele ki birşeyler yarım kaldıysa içinde uktedir artık.
derin bir hüzün, gecelerin uykusuzluğu, sonra unutmak için kendini işe verip başarılı olmanın romanını yazan ben için şuanda hiç bir şey ifade etmeyen duygumsu.
ne uyuduğunuz uyku uykudur nede aldığınız nefes nefestir.
gri olur hayat içtiğin su bile acıdır sana. telkinlere başlarsın kendini ve çok acı çekmişsen ve gerçekten kötülük görmüşsen boş ver dersin kendince ama buz tutmuş bedenin gene de arar onun sıcaklığını ve yine ister rüyaların onu.
unuttum der unutamaz, kurtuldum der kurtulamazsın. yanar için gene.
bir sivrisineğin sıcak bir yaz günü kolunuza konup bir yudum kanınızdan içmesi kadar bir sızı hissedersiniz.
mideniz oanı iğrenç bir olay gibi algılayıp bir an burkulur ardından içeceğiniz bir bardak suyla hissedilen ferahlık duygusu vücudunuzu kaplarken hayatınıza geri dönersiniz.
duruma gore degisir. eger ayrilan sensen, cok ozgur ve tipki bir kus gibi hafifler ucsan ucacaksin gibi gelir. eger ayrilan oysa ve hala asiksan bagrina okuz oturmus gibi agirlastikca agirlasirsin sanki, bombos gelir hayat, hic bir sey eglendirmeyecek, artik hic bir zaman gulmeyeceksin gibi gelir.