"Güvendiğiniz dağlara karlar yağdığında en güzel çare, dağ ile karı başbaşa bırakmaktır. Gün gelip karlar eridiğinde; dağ yolunuzu gözleyince en güzel cevap, başka bir dağdan selam yollamaktır. "
"boşver kanka bir üçlü saralım, kol gibi girsin biz de yol alalım..." norm erman güzel söylemiş. bunun yanında "sen çık gel bolu'ya güzel bir rakı sofrası hazırlarız." diyen can dostum-güzel insan da o lafın yanına koyar da geçer.
"sakın arama boşver. o elbet gelecek kızım sana biliyosun. ne kadar uzun sürerse, ne kadar karşılaşmazsanız o kadar çok özler. sen hayatına bak o nasılsa dönecek elbet. sabret." insanlar bu sözlere inanır ve bekler. beklerken beklerken bir de bakmışsınız beklemeyi bırakmış, unutmuş. hem de acısını çekmeden yapmış bunu.
hiçbirşey kararında kalmıyor. ne 'güzel an'lar devam ediyor, ne de 'kötü an'lar. herşey geçiyor. herşey zeval'e (ölüm) koşuyor. 'ölümlü' olan hiçbirşey kalbi tatmin etmiyor.
biraz paraya kıyıp lap dancer ayarlanabilir, hatuna talimat verilir grubun içinden şu sevgilisinden yeni ayrılmış garibanı seçeceksin diye, sonra olaylar gelişir.