aslında sevgilisi terk ettiği için değil beklenmeyen bir anda terk edildiği için üzülmektir. sadece ağlayan gözlere yazık olur, ağlamak sevgilisini geri getiremez.
ertesi gün korkunç görünmeyi göze almaktır. bu da o gün içinde karşılaşacağın yepyeni kısmetleri kaçırmak anlamına gelir. usulen iki damla gözyaşı dökmek yeterlidir, ki o kadarını da haketmez o sevgili aslında, öyle sabaha kadar salya sümük ağlamamak lazımdır. sabah olur, giyinir kuşanır, makyaj falan işte oooohhh, ne de olsa hayat devam ediyor.
yitirmeyi pek aklına getirmemiş olduğu yaşantısının bir anda ellerinin arasından kayıp gitmesine sessiz kalamama eylemidir yaşantı sahibinin. ani bir duygu patlaması eşliğinde hayata dair o getirinin nefretini içinden akıtmasıdır ki zamanla tecrübeyle sabit kalacaktır.
olaya polyanna gözlüğümüzü takarak bakarsak bu tarz insanlar şanslı kullardır zira sonu hüsranla bitmişte olsa aşk gibi insanın ayaklarını yerden kesen ve pek çok insana nasip olmayan bir duyguyu tatma şerefine nail olmuşlardır.
kimin için veya ne için ağlandığının anlaşılması gerekir. giden sevgili için mi ağlanıyor, yoksa biten sevgi için mi? her iki durum da insanın içini acıtsa da, biten sevgi için ağlamak daha mantıklıdır. çünkü sevgili gitmişse, ortada bir sevgi kalmamıştır. ve biten sevginin yası tutulmalıdır bir süre.