sevgili sözlük bugün bol bol entry girmek istiyor canım. kulaklığımı taktım, sigaramı yaktım, çalan şarkıya ayaklarımla çift kros bir sol el trampet misali eşlik ediyorum, gürültü çıkarsa mazur gör.
bugün istanbuldaymış; öyle etiketlemiş kendini... hala kendimde değilim, onunla ilgili bi' şeyler olunca bi' tuhaf oluyorum, unutamıyorum sözlük, ne yapsam unutamıyorumm. lütfenn, unutmalıyım biri yardım etsin! hasta oldum artık, ben de kurtulmak istiyorum..
sevgili sözlük çok zor evet çok zor. 21 yaşı bitirdim 21 senedir ilk defa kendimi güçsüz, zayıf, çaresiz ve çaresizlikten midesi ağırırken görüyorum. Ben sevdim sen sevme sözlük ! çok zor sözlük ! seni sevebilecek tek aptal ben miyim
hayat gerçekten boka sarmış durumda. neyin iyi neyin kötü olduğuna karar vermekte oldukça güçlük çekiyor olmam bir yana tamamen sorumsuz bir insan oldum. hayır öyle okuldu, aileydi, arkadaştı, * falan değil. bildiğin kendime karşı bile sorumsuz oldum. tam üç gündür evin içinde aynı kıyafetle dolaşıyorum. mide hücrelerim içtiğim kahvelerden bıkmış olsa gerek, isyan ediyorlar fakat benim onları da umursadığım yok. inanmazsın geçen gün aynaya baktım, yemin ederim tanıyamadım kendimi. ** durumlar çok kötü sözlük çok. bilmiyorum bu işin sonu nereye varacak.
bi' şey fark ettim ben konuşurken baya desibel desibel haykırıyorum...efendice sessiz sessiz konuşmayı beceremiyorum, ben harala gürele insanıyım sözlük, şiddetin ne hoş ne güzel şefkatin, sevdim mi tam severim, sildim mi bir kalemde insanıyım. gelemiyorum böyle ayınlı uyunlu, sessiz, uyumlu, mır mır muhabbetlere. sessiz bir kaotizmin hüküm sürdüğü meclisin orta yerinde kahkaha şeklinde bir mallık meydana geliyor ya. hah, işte o hikayedeki mal benim..!
sevgili sözlük,
içim acıyor abi. saçma bir şeyden ayrılmak bu kadar mı zor olur? kendinle barışmak bu kadar mı zordur? olmadı başkasıyla barışmak için bu kadar mı uğraşılır?...
sevgili yazarların temcit pilavını milli yemek ilan etmişlerdir. sol frame'i güncellemene gerek kalmamıştır; zira günün sol frame'i aslında her günün sol frame'idir artık.
dün:
- abi günün çorbası ne?
- ezogelin.
bugün:
- abi günün çorbası ne?
- ezogelin.
yarın:
- abi günün çorbası ezogelin mi?
- evet, hızlı öğreniyorsun.
sevgili sözlük,
yoruldum.yordular mı beni, ben kendim mi yordum kendimi, bilemiyorum. ben miyim bu yorgunluğun kaynağı, yoksa dış etkenler mi, çözemiyorum. önemi var mı? var.
beni yorgun kılan her ne ise, onlardan kurtulmam gerekiyor. ama bensem, kendimi yoran, kendimi mutsuz yapan, söyle sözlük, ben kendimden nasıl kurtulabilirim?
kendimi kaybetmem mi lazım, kendimi bulmam için? bunun adı değişim mi, yoksa kendinden vazgeçmek mi?
sevgili sözlük,
son günlerde aşırı derecede sorumsuz biri oldum. derslerime yoğunlaşmak yerine, defalarca okuduğum romanları tekrar tekrar okuyorum.
sanki cuma günü, psikolojinin paradigmalar tarihi, uygulamaları, bilimsel akımları hakkında 16 ECTS´lik sınava girecek ben değilim.
ama olsun, yapacak bir şey yok, halimden gayet memnunum.
bugün sonunda akustik gitarıma kavuştum, mutlu oldum.
ben galiba hiç büyümedim, yanımdaki arkadaş, bir insan bu kadar mı sevinebilir, mutlu olur diye şaşırdı. Ama ben hiç büyümedim ki... büyüseydim, mutlu olmayı unuturdum belki...
küçük şeylerle mutlu olmayı bilmeyen, hayatı boyunca mutsuzluğa mahkum olur.
ben hep küçük kalacağım *
öğrencileri örgün öğretimden soğutan klasik milli eğitim öğretmenlerinden ve bu kafaya sahip olanlardan nefret ediyorum sözlük. gördüğüm anda ümüğüne çökesim geliyor, örgün öğretimden soğuyorum. yarım saatliğine de olsa oturup uzun uzuun açık öğretime transferimi yapıp daha sakin bir hayat yaşamanın ne güzel olabileceğini, neler yapabileceğimi düşünüyorum. sonra her şey geçip gidiyo kafama göre takılmaya devam ediyorum. çok garip sözlük çok garip.
bugün lisede aşık olduğum çocuğun evinin önünden geçtim.. -ee nolmuş yani? diye öküzlük yapma sakın sözlük yıllar sonra gittim oraya ve duygulandım heralde!
mazide azıcık bi yolculuk yaptırdı bana.. ne güzel aşık olmuştum ben o çocuğa.. evet ergendim belki, toy,aklı havada.. ama olsun farkettim ki, ben en güzel ona aşık olmuşum.. en saf en temiz..
şimdi görsem tanımam. *
sevgili sözlük!
zaten bir günlüğüm var. sana yazmamaın bir anlamı yok aslında. şunu deyip çıkacağım: yazdıklarını birileri okuyacaksa bir anlamı var. her cümle ulaşmalı bir yere,birilerine. ulaştırabileceğim yere birine ulaştırdım ben. mutluyum. yazmaktan vazgeçtiğim zamanlara üzüldüm sonra. öyle olduki elim tutamadı kalemi.ne yapacağımı bilemedim. ahanda şu oldu diye anlatacak kadar bir cümle bile yazamadım. neydi be... sonuç olarak,iyiki varsın lan! o değil sen:) her an ruhum doluyor kelimelerle. sana yazılıyor,sana okunuyor. günlük = sen. günüm sen, o gün olan herşey sen. aklımda sen. yarın olması gereken herşey sen. nasıl bi rahatlık bu oha çok mutluyum lan! sözlük duydun mu beni? çok!... bu kadar adam derdini gelip anlatırken,kimseyi bulamayıp sözlüğe yakarırken şımarık kaçtı bu yazı ama yapmayın be... geçecek herşey. mutlaka. somethings change.)
sevgili sözlük,
bugün bir kez daha anladım ki sözlük erkeklerinin yarısının aklı skine kaçmış. daha fazlası da olabilir emin değilim. arada şu başlıklara bir göz atsan ne iyi olur.