alttaki maddelerin bir blender'da iki buzla karıştırılıp, üstüne bol bol aşk eklenmesi ve bir insan ruhunun içine dökülmesi hususudur.
hafif kırık.
deli manyak bi şey.
bir iki vidası gevşek yada yok.
aklı fiziksel başından 25cm kadar yukarda ve yarısı arasıra tekleyen.
gülmeye dünden razı... (6 saat kesintisiz gülebilen).
toalette dahi telefona cevap veren ama "alo" yerine "hııı" diyen.
makarna bile pişirebilen!!!
bi dediği diğerini tumayan.
yolda paytak paytak yürüyen.
uyrken yatakta deli gibi dönen, sabahı yatağın diğer ucunda gören.
dağınık vede pasaklı.
arasıra psikopatlığı tutup kafa atan.
başı hiç beladan kurtulmayan.
....v.s.
....v.s.
gönül bu ota da konar, boka da, sen şimdi eşini seçmiyorsun ki, sevgilini seçiyorsun, ve sevgiliyi sen seçemezsin, içinden gelir, gönlün seçer. bu yüzden demişler o sözü, hani kimi seçeceği belli olmaz diye.
yoksa istediğimizi seçsek ona sevgili diyemeyiz, ancak ondan partner filan olur.
dişine bakarsın, tırnaklarına bakarsın, gözleri sağrısı parlak mı... pardon at seçmiyorduk değil mi abi?
*sadakat duygusunun varlığı
*sahiplenmesi **
*ders çıkartabilmesi
*sevmesi
*sevdirmesi
*uyumu vs. diye gider bu. amma velakin cümbür fasülye, işler hiç bir zaman planlandığı gibi gitmez koçum. bir bakarsın, hiç olmuyacak birinin peşinde el pençe divan durursun, serenatlar yaparsın. ne demiş ünlü türk düşünürü kuşçu;
-yakışıklı/güzel, akıllı, kültürlü, görgülü, aynı zamanda yetenekli ve esprili, sadık, romantik, hoş sürprizler yapan, sana özel olduğunu hissettirecek, yanında kendini evrenin en mutlu, en şanslı, en huzurlu ve en özel insanı hissedeceğin, çekici biri.
erkeksen, kız seçmeye; kızsan, erkek seçmeye özen gösterilmelidir. özellikle erkek-erkek seçimlerinde halkımız ön yargılıdır. gençler anlaşamaz korkusu üst düzeydedir.
gözlerinizi kapadığınızda onlarcası arasından sıyrılıp gelen süliet en uygun seçenek olabilir.yine de mantıkla duyguyu iyi tartmak lazım.duygu biraz şeytanidir.