gerginlikle geçen beş dakikadır. "ne desem acaba?" diye düşündürür, karşıdakinin her söyleneni yanlış anlayacağı düşünülür. bir saniye kala kalp krizi geçirilmediyse hayırlı olsun.
erkek: sana olan duygularımdan daha fazla kaçmaya çalışamam,yoruldum.
2:34
bıraktım işte kendimi sana be kadın !
2:17
anlasana artık !
(vay anasını,hayalimde yarattığım bu erkeğe aşık oldum şu an yemin ederim,yanaklarım falan kızardı. ne tatlı şeysin sen öyle,kadın diyor,anlasana diyor,yeter uleyn diyor )
1:59
1:58
.
1:47
korkmuyorum,bu ilişkinin sonu her ne olursa olsun seni istiyorum ! ( iptal oldum ben yemin ederim,evleniceğim adam sen olmalısın)
1:18
.
bişey söyle, ya kabul et beni ya da arkana bile bakmadan git,duymak istemiyorum red cümlelerini.
00:58
.
( o rahatsız edici suskunluklar,en uzun 3 dakika,iki taraf için de )
00:47
.
( şüphelerim vardı,başlamak güzeldi belki de,birini keşfetmek en sevdiğim oyundu. ama tanıdıkça hayalimin yitip gitmesinden korktum ben,"ya o da herkes gibiyse"ler geldi geçti. zaten "herkes" "herkes" gibiydi ama birilerinin bizim için "gerçekten" özel olmasını istemek en büyük hakkımız değil miydi? )
00:10
00:09
.
(ve zaman bitiyordu)
00:07
( sonra ona olan hislerimi söküp atacak,bir şüphe dahi barındırmayacak "o" soru geldi aklıma : "ayrıldığımızda ya bana kandil mesajı atanlardan olursa o da? )
00:04
(kesin olur,atar bu yemin ederim baksana tipe)
00:02
(arkama bakmadan dönüp gitmek için son sani..)
00:01
bakmadım bile,sadece dediğini yaptım...
----------- bitti----------
melankoli arayıp bulamadığınla beni suçlama şimdi,acilen kurtul bu ruh halinden hemen sayın okuyucu! "aşk"la biraz dalga geçmeyi öğren bence. biriyle ilişkiye başlamadan sor kendine mesela "kandil mesajı" falan atar mı bu adam,o kadar düşer mi? (şaka bi yana) yoksa çıkıp başka bişeyi ya da birilerini öne sürmeden,hislerini açıklamak için kendinden ve senden başka kimseye ihtiyaç duymadan,acıtasyon yapmadan "benimle konuş,ihtiyacım var." diyebilir mi? böyle yürekli mi? yaa,yaaa bunlar önemli şeyler tabi. o 3 dakika var ya o 3 dakika, son kez hayatının film şeridi gibi geçmesini izle,çünkü sonra sen o aynı "sen" olmayacaksın. bi insanın izleri olucak üzerinde,kafanda. bazen onun en çok kullandığı sözler,bi bakmışsın o gittikten sonra bile olsa,senin de en çok kullandığın sözcükler oluvermiş ("peki mi?") aynı nehirde iki kez yıkanamayacağını bil mesela,benliğinin gidişini izle, yerine gelecek, seni dolduracak şeyleri düşün.
ama çok sor kendine bunu "kandil mesajı"nı.
sonra iş "seni seviyorum"a geldiğinde de söyle ona "ayakkabılarının bağcıklarının açıldığını.". bıraksın bu işleri,bu sözleri.
zaman hep o "sevgili olunmadan önceki 3 dakika"da kalsın.
olunmasın.
tadı biraz böyle çıkarılsın.
gerçekten "tadı" çıkarılsın.
karar verdiğini anlatmak için gözlerin birbirine kenetlendiği en uzun zamandır. uzun olmasının sebebi biraz da, ilk adımı kimin atacağı yönündeki belirsizliktendir. bizde erkeklere yüklenen bu sorumluluk, kızların kaprislerine de sebep olur. beş dakika dedik di mi? işte yine o zaman zarfında göğüs kafesinizin sağlamlığını ölçebilirsiniz.
iç ses;
-elimi beline doğru mu uzatsam yoksa omuzuna doğru mu?
-çanta sağ tarafında, geliş açısı ters direk geçirir mi kafaya?
-ne olacak canım zaten belli değil mi artık?
-hadi bismillah... çok şükür...
...
-seni seviyorum...
ulan tutsam mı ki elini? Yok ya tutmayım. ÖNCE O Tutsun. Ya tutmazsa... Tutar. Belkide tutmaz. Elini tutsam ne derki? Ya terslerse. Öperse şimdi? OFF Lanet olsun beş tane sigara içtim. Kafama sıçayım. Şöyle yaklaştırsam elimi. Off uzakta olsa tutamayacak mı? Aha tuttu. Tuttu layn off.
