gayet güzeldir. sinemanın çıkışında genelde sevgili olunur. ama arka koltukta oturmak önemli, önlere veya ortalara kalırsanız durum vahimdir. tabi normal arkadaşınızla giderseniz orası ayrı, onun adına aşk denmez. sinema önemli unutmayın.
zannediyorum ki bu iş için bile bir adet sevgiliye ihtiyaç var. her şeyden önce adamın hayatında sevgili diye bir kavram var. sinemaya gitmeyi "sevgilili sinemaya gitmek" ve "sevgilisiz sinemaya gitmek" diye ikiye ayırmış. peki ya ben? "4 kazma sinemaya gitmek" veya "birinin işi çıkmış, o yüzden 3 kazma sinemaya gitmek". adaletini sikeyim dünya.
"sevgili olmadan örgü örmek" fikri kadar absürd karşıladığımdır. sinemayı yalnızca "sevgililik müessesesinin milli sporu" gören zihniyet bunu, ben onları sorguluyorum. sinema dediğin kültürel faaliyettir. anneyle gidilir, babayla gidilir, e yakın arkadaşla gidilir, yakın olmayan arkadaşla gidilir, sınıfça toplanılır gidilir, olmadı yalnız gidilir. pek tabii sevgiliyle de gidilir de her şeyin bir yeri bir zamanı var, film izlenmeyecekse orda işiniz ne? eviniz yok mu çocuğum sizin?
Kesinlikle doğru , sinemaya gitmiştik komik bir filim vardı , yanlış hatırlamıyorsam ' That's my boy ' diye ya arkadaş sevgilisiyle geldi kızla oturuyor biz ise arkasındayız biz gülmekten ağladık çocuk ise mal mal kızın yanında kalıp gibi oturuyor filimden sonra bayanları evlerine yoldu ettikten sonra bir daha aynı filmi izledik oda ayrı mesele .
filmi en keyifli şekilde izlemenize olanak sağlar. sadece filme odaklanıp, sinemadan muhteşem derecede keyif alınır. üstüne üstlük ne bana bakmadın tribi ne de elimi tutmadın tribi olmadan kafanız rahat takılabilirsiniz. *