Her erkek/kız sevdiceği için kendi istemediği pek çok şeye katlanır. O üzülmesin,mutlu olsun o iyi olsun diye yapılan şeylerdir bunlar. Yüze vurulmaz, aksine onun mutluluğu için yapılanlar haz verir insana.
Şu an yanımda ders çalışıyor mesela, ben o çalışsın diye kapattım televizyonun sesini. Galatasaray maçını mute pozisyonda izliyorum. Hem ömer üründül ü de duymamış oluyorum. (bkz: polyanna)
Neyse efendim, benim şimdi bahsettiğim minnacık bir şey, daha da büyükleridir önemli olan..
kimse kimseye, hiç bir şeye zorla katlanmaz. ya bir çıkar doğrultusunda ya da kendisi için* göz yumuyordur kimi şeylere birey. kimse çıkıp da demesin, ben senin için nelere katlandım, neler neler yaptım diye. yok böyle bir şey. o insan o sevgiyi, o sevgiliyi istemeseydi bakın bakalım yanında bir dakika daha duruyor muydu?. katlanamadığın şey varsa çekip gideceksin, kimseye de bokunu atmayacaksın. *
parlatıcı, nemlendirici ruj sürmesi. yok o değil dudaklarıda çatlardı sürme diyemezdim. ama Beni öpmesi bile tiksindirirdi.. yağlı yağlı kaygan kaygan.
sevgili için katlanılanlar değil am için katlanılanlar olarak değiştirilmesi gerekendir.hm tm,peki,tamam,iyi bakalim gibi mesajlara cevap aramaktır.çok zordur.
kendisi. şahsen kendisiyle memeleri güzel diye çıkıyorum. küçücük şeyi de çok tatlı. ahh yine aklıma keldi bıcır şey. neyse kendisi için katlanıyorum. tam bi sığırdır, iki cümle bile kuramaz. ama işte ben ve önüne geçilmez lanet zevklerim...
-arkadaşlarıyla olan her tartışmasında, canı her sıkkın olduğunda yanında olmak ve sinir çekmek,
-aşırı yorgun olmanıza ve eve gidip ayaklarınızı uzatmanın hayallerini kurarken pat diye "ben bu saatte eve gitmem" lafını duymanız ve bütün hayallerinizin yıkılması,
-normalde jöle gibi birşey asla kullanmamanıza rağmen artık kullanmanız ve saçlarınızla ilgili tonla eleştiri duymanız,
-ince düşündüğünüz zaman korkak sıfatı yeyip sinir küpüne dönmeniz,
-ortada hiç sebep yok iken pat diye "sana inanamıyorum" deyip trip yemek ve bunun sebebini bilememeniz,
-akşamın ta 9 unda parasızlıktan dolayı akköprü ankamall'den küçükesat'a kadar yürümek vs. daha bu liste uzar gider.
bazen diyorum; "ulan ben niye çekiyorum bunları" diye ama sonra içimdeki ses "napalım lan seviyoruz çekiyoruz işte" diyor. sonra sevgiliyi bu yaptıklarınız için mutlu halde görüyorsunuz, sizinle birlikte çok mutlu olduğunu söylüyor ve bütün bunları unutuyorsunuz.
işte bunlar hep senelerdir dalga geçtiklerim yüzünden. senelerce aşıklarla dalga geçtim, mallar neler çekiyorlar diye. şimdi hepsi benim başıma geliyor bir bir. o dalgaları geçmeyecektim.
kendisi kadar sevgili yılışık kız arkadaşlarına, ve sevimsiz bakışlarına katlanmak. 'Arkadaşın artık benim canısı, o bakışları yavaş yavaş çek bakayım üzerimizden' de diyemiyorsun. Neyse, çok yapmacıksın keşke ölsen.
Eğer karşılıklıysa katlanılır sevgili için bir çok şeye. Emek vermek, mücadele etmek, çaba göstermek ve katlanmak her iki tarafında yükümlülüğüdür. Fakat dengesi yerinde olmayan birisi için kendini boşuna harap etmemek gerek. dönüp bakmak gerekir acaba onun için değer mi? Diye. Çoğunuz için cevapliya bilirim bu soruyu: "hayır, aslaaa!". Çunku bu zamanda herkes nankör. Kimse değer bilmiyor. böylelerine yol vericeksin gidecek. Hayatının merkezinde artık sen olacaksın! Ben artık öyle yapıyorum. Katlandim, katlandim ne oldu? Yapılması gerekilen herşeyi yapmışım. Fakat anladım ki fazla ilgi küstahlaştırıyormuş insanı. Saniyorlar ki bizim onlara verdikleimiz onlarin hak ettiği. Halbuki biz onlarin çoğu hatalarini gormezden geldik, katlandik, yuzlerine vurmadik, affettik. Ama artık yeter. Harbiden yeter! Benden kıymetli mi? Benden daha mı önemli?! Kaç gün yaşayacağim ben daha? Hayatımın en güzel geçmesi gereken zamanlarimda onun bunun stresini çekerek, egosunu şişirerek mi geçireceğim? Canımdan daha kiymetli can mi var?! Yok artık! Baktın kıymet bilmiyor, yol ver gitsin. Stresten de, sıkıntıdan da arınmış olursun.