elektrikler kesildi. mum yaktı hemen. bir örtünün altına girdik. aklıma hemen lise yıllarında en çok söylediğim şarki geldi. nazım hikmet geldi aklıma. o nasil ki memleket hasretiyle yanıp tutuşmuştu bende öyle sevdiklerimden uzakta olmaktan muzdariptim. başladım bende "karlı kayın ormanında, yürüyorum geceleyin..." eşlik etti o da. " ne ölümden korkmak ayıp ne de düşünmek ölümü" derken içimiz sızladi yine.
"bir daha söyle " dedi. bir daha söyledim. gözlerimiz dolu doluydu. kimbilir ne hissediyordu. "memleket mi, yıldızlar mı , gençliğim mi daha uzak ? " kısmında.
büyüyor muyduk , yaşlanıyor muyduk, yıpraniyor muyduk ? karar veremezdik. tek bildiğimiz artik daha anlamlı geliyordu bu şarkılar.