allah düşmanıma yaşatmasın, denilecek durum. bok gibi bir şey. bu şarkıyı bir gün yaşayacağım aklıma hiç gelmezdi. allah belanı versin ayna. bok vardı yaptın böyle bir şarkı. ne kadar dinlememek istesem de, kafamda yankılanıyor sözleri.
Severek ayrılanlar bilirler ayrılığı
Severek ayrılanlar yaşarlar pişmanlığı
Çok uzak şehirlerde aynı çarpar iki yürek
Çok uzak bir şehirde beklendiğini bilerek
Gün gelir için yanar elin gider mektuplara
Gün gelir beni ararsın gözün dalar uzaklara
Yaz gelir sıcak olur akşam sahil yollarında
Her adımda beni anarsın gözün dalar ufuklara
Severek ayrılanlar bilirler ayrılığı
Sen benim eş ruhumsun
Unutmuş olsan hissederdim
Unutmuş olsan yanımda durmazdı
her sabah hayalin
Seni görmek için geri geldim
Sen gideli çok olmuş
Nereye gidersen git
Çantanda bir resmim
Aklında gülüşüm olsun
Beni seni gerçekten sevdim
Bitmez demiştim bitmedim. *
severek ayrılmak ayrılığın en kötü halidir. çünkü unutmak için bir sebep bulunamaz bu durumda ve sevgi yürekte arşimet vidası gibi döner durur sonsuzluğa.
ayrılığın üzerinden yıllar geçmesine rağmen, hatta yanınızda yeni sevgiliniz varken bile zaman zaman aklınıza geldikçe içinizi acıtan, onunla yaşanılan her bir anı gözünüzün önünden bir film şeridi gibi geçirten güzel bir şarkı.
(bkz: severek ayrılanlar bilirler ayrılığı)
duygu katliamıdır.
yamandır. hiçbir el, o acıya derman hazırlayamaz. kişi, melonkoli cumhuriyeti vatandaşı olmuştur. sezen dinlenir. her daim duman altıdır gözler. kollar fazlalık gelir kişiye, sarılıp böğürme arzusu taşımaktadır. topraktan yetişen, baş döndüren, tüm nefes argümanları, o vakit mubah olmuştur. geceler uykusuz, gündüzler zaten onsuzdur. anlamı yoktur hiç bir metanın. hatta rengi kara ise bu duygunun, semavi hissiyat belirir. kişimiz kilo kaybeder. retina yukarıya kayar. hitap şeklindeki tüm özneler, onun ismidir. tüm yüklemler, seviyorum.
müzik dinler. slow, milli marşıdır artık. belirsiz bir noktaya kitlenip dakikalarca kalabilir. kilit anında hiçbir sesi duymaz. ismini çoğu kez beşinci tekrarın da, "uykudan korkarak uyanmış tepkisi"ni gösterir. artık araf ehlidir.
günlerin pek önemi yoktur. pazartesi onsuz geçmiş, salı da onsuz geçecektir. o an'a kadar kulak arkası edilenler, perde kalkmışcasına belirmeye başlar. jöle saçları terk etmiştir. halı saha maçında gol filelere değil, bu ayrılığa atılır. yazı yazmaya bu dönem başlanır. günlük bir paket sigara rekoru, ve kapşonu takarak kat edilen 8 kilometrelik koşu parkuru aynı dönemdir. duyguların ve bünyenin tutarsız halleri paraleldir. "çivi çiviyi söker, aşık olmalıyım bir başkasına" mantığı asla işe yaramaz.
severek ayrılınan muhterem, teknik olarak dört yıl unutamaz. ruh yapısında açtığı derin yaralar hatıra olarak saklanır, günün hiç umulmadık anlarında, kalbi burkarak "unutamadın hala" dedirtir. duygusallığın teğet geçtiği en alakasız yerde, kalabalık içinde yürürken mesela, ağlarsın. ama yüzün bir gram renk değiştirmez. süzülen bir damla yaş için, kirpik kaçtı muamelesi yapman, bu hissiyata yapılmış hainlik midir, yoksa kazandırdığı anlam mı bilinmez. ***
(bkz: severek unutmak)
erhan güleryüz şarkısı dır.erhan güleryüz daha güzelini yaparmı bilmem ama kişisel görüşüm en güzel şarkısı dır.ilk duyduğumdan beri playlistim de vardır.dinlemekten asla bıkmadığım şarkılar listesin de dir.
Hiç tasvip edilemeyen bir durumdur ama ne yazık ki şartların bu durumlara sürüklemesi neticesinde böylesine olumsuz sonuçlar doğuruyor ve dolayısıyla türküler yazılıyor,ağıtlar yakılıyor ,şarkılar besteleniyor,keşke böyle şeyler olmasa da mutluluk türküleri,şarkıları yazılsa diyor insan içinden.
muhtemelen her iki tarafın birbirini avutmak için söylediği "seni seviyorum ama.." cümlesinden yola çıkarak ortaya atılmış şehir efsanesidir. aksi bir durum mantık kurallarına aykırıdır.
- birbirimizi seviyoruz ama..ayrıldık.
- niye hayatınızda aksiyon eksikliği mi vardı?