yalan bişeydir. severek ayrılmaktan kasıt 'aşıkken' ayrılmak demek değildir. severek ayrılmak genelde 'değer verirken' ayrılmak anlamı taşır. onun dışında aşk yoktur ortada.
bu durum niye böyle dramatize edilir peki ?
galiba, biri daha çok sever ve daha az seven gider ayak, son bir teselli ile 'severek' ayrıldıkları iddaa eder, durumdan vazife çıkartma vardır.
iki kişi birbirini severken ayrılmazlar efenim. bir tarafın sevgisi illaki bitmiştir ayrılırken. araya buz dağları falan girmiştir yani. yok öyle bişey. ha bugün bir şeye tanık oldum: bir arkadaş deli gibi severken bir anda sevgisinin bittiğini iddaa ederek bıraktı gitti sevdiceğini..o yanıldı işte. sadece araya giren bir buzul parçasıydı sebep. ama tam anlamıyla severek ayrılmak mümkün değil azizim.
gerçekten olduğuna yaşanmadıkça inanılması pek olağan olmayan durumdur..ama bir kez yaşayınca ömür boyu bileceğini de garantidir..
herhangi bir üçünü tekil olarak belirivermesiyle heyecanlar,düşler,sevimli anlar eklenir de eklenir..yavaş yavaş sıkılırsınız ama vazgeçemezsini sonra tartışmalar büyüdükçe içinizden opmayan nefretler birikir..yok dersiniz olmuyor..acı çekerek de olsa bir inattır ayrılır gidersiniz..sonra zaten dayanamayacağınızı bildiğinden o da sabreder 5 gün * ardından bir gün ne tesadüfse karşılaşır ya da bir şekilde konuşursunuz hiç ayrılmamış gibi sonra muhabbet ilk güne döner..ama kalp kırıkları daha sonraki üçüncü tartışmayı bulmadan canınızı yapıp kalbinizi boşlaştırmaya başlar..içinizden bir ses "asla" dese de engel olunamaz ve kızgın bir anda kötü sözlerle bitiverir..ardından bu kötü sözler telafi edilip * buruk tebessüm haliyle "hayatımın bir ayrı dönüm noktası" olarak anar geçersin..ama görmeye gelmez sakın sakın..sonra içiniz ağladıkça ağlar..*
ama bu genellikle uzun ilişkilerde alışkanlıkla sevginin nefretle yoğurulmuş halinin bir sonucudur..
o buruk tebessümünüzü takıp boşvermeniz de önerilecek tek şeydir..yoksa ne köy olur ne de kasaba.. **
istenmeyen ayrılıktır. aşkın ateşine acı ve gözyaşı eklenir, ateş harlanır sevenleri yakar kavurur.
yastıklarını ıslatır gözyaşları ve rüyalarında birbirlerine söz verirler kavuşacağız diye...
anılar, hayaller ve rüyalar olmadan çekilemez hayat artık. her an yük olmaya başlar aşığa...
ama yaşar, sevdiği için... ya da ölür, eğer sevdiğine kavuşacaksa...
zorunlu vedaların hazırladığı bir sondur. gitmek zorunda kalırsın bazen, kendine güzel bir dünya kurabilmek adına hayatın seni kilometrelerce uzağa götürmesine izin verirsin. hayatın iki kişiye birden gülmek istemediği zaman sizi bulmuştur onca çift içinden piyango misali. zamanıdır ayrılığın. gözyaşlarıyla besler büyütürsün içinde aşkını. bitti desen de gönül devam eder fazla mesaili temposuna. ayrılmak sadece sözde olmuştur, özde ise yine dolu dizgin devam eder sevginiz. işte budur severek ayrılmak.
Koskocaman bir yalandır. Seven insanlar ne yapar ne eder ayrılmazlar. Olmadı kaçarlar. Kesin birinden birinin sevgisi azalmış, bitmeye yüz tutmuştur. Bahaneler ortaya çıkarmaya başlar, yapamadık, severek ayrıldık ayağına yatmaya çalışırlar. Ha bir de ayrıldıktan sonra pişman olan salaklar var ki, onlara pek lafım yok. Onların jetonu paraşütle inmiştir. Son pişmanlık fayda etmemelidir ki akılları başlarına gelsin.
bir nevi acı çekmenin başka bir yoludur. kişinin zorunlu olarak yaptığı yada sevdiği halde yine de bunu göze aldığı eylemdir. ama genelde severek ayrılan kişilerde sevgiliye dönüş olayıda gerçekleşebilmektedir.
en zor şeylerden biridir.zaten severek ayrılıyosan nedenide baya önemlidir.aklı hep sevdiği kişide kaldığından gelcekteki ilişkileride pek iyi gitmez.acı çekmenin diğer bir adıdır.
ayrılmanın en boktan halidir. nefret ederek ayrılsanız zamanla unutursunuz, beyin her zaman adapte olur yaşanmış boktan şeylerin unutulmasına. yaşadığınız şeyler güzel şeylerse unutmak için mücadele etmeniz gerekir, unutamazsınız zaten sadece hatırladığınızda gözleriniz dolmaz, ufak bir gülümseme olur suratınızda. sevinirsiniz kısa bir zamanda paylaşmış olduklarınıza, belki ayrılık var sonunda bilirsiniz ama değer acı çekmeye. bile bile seversiniz, bağlanırsınız ve sonunda öyle bir noktaya gelirsiniz ki bir adım öteye gitseniz geri dönememekten korkarsınız. severek ayrılırsınız çığrından çıkmadan...