aslında yakın çevrenizde tanık olmazsınız böyle durumlara. biz nedense yakınlarımızın içinde 'sevmeye ve sevilmeye' korkarız biraz.
ama bir alışveriş günü, paketleri arabaya koyup, ailenizin diğer ihtiyaçlarını aldıkları sırada yorgunluktan helak olursunuz. bir kahve molası vermek geçer aklınızdan. tam derginizi almışsınız, bir yanınızda mis gibi kokan kahveniz... gözleriniz öylesine boş bir bakışla gökyüzüne çevrilirken, bir adamın bir kadına ceketini verdiğini, bir kızın sevgilisinin yüzünü okşadığını yada bir çiftin gözlerinin parladığını farkedersiniz. işte bu size çok şey anlatan bir durum olur.
sürekli seni seviyorum diye sayıklayan sevgiliden daha samimidir. papağan gibi sevdiğini söyleyeceğine böylesi daha makbuldur. esas sevgi de bunu gerektirir zaten.
onun sevdiği şeyler, ilgilendiği konular, değer verdiği kişiler sizde merak uyandırıyorsa seviyorsunuz demektir. sadece o ilgileniyor, seviyor diye ne yaptınız? bu sorunun cevabı çok önemli...
Hissetirmek zor zanaattır. Öyle seni seviyorumla, canımla, cicimle olmaz. Değer verdiğini, diğerlerinin önünde tuttuğunu hareketlerinle gösterirsen, hisettirirsin. Yoksa o cümleleri papağanlar da kuruyor.
sorunlarınıza,
sevinçlerinize,
umutlarınıza,
gözyaşınıza,
gülümsemenize,
birşeyler yapmak için harcadığınız onca çabaya,
duyarsız kalmayan, sizi maddi manevi elinden ne kadarı geliyorsa destekleyen kişidir.
yani,
sevilmeyi hakedendir.