sonunun getirisi hep pişmanlık olan durum. mühim olan sevdiğinle bir sonunun, yolunun olup olmayacağından çok, sevdiğini açık açık söyleyebilmektir. ve daha doğrusu bunda geç kalmamaktır. ya çekingenliktendir ya da gururdan. ama her ikisi de sevdiğini söyleyememeye haklı sebepler değildir bence. candan erçetin'in neden adlı şarkısının sözleri her şeyi anlatıyor aslında. o da şöyleydi: - neden anlamaz insan yanındayken kıymetini, neden söylemez insan sevdiğine sevdiğini. yarın çok geç olunca pişman olmak boşuna, gururun neye yarar ki yalnız kalmaktan başka.
" +hadi be söyleyeyim artık
-ya bir dur, şöyle bir düşün!
+yok yok en iyisi söylemek
-hem ne diyeceksin?
+söyliycem işte
-ya sevmiyorsan?
+sevmiyors.....seviyors......sevmiyors.....aman sonra söylerim günler çuvala girmedi ya."
şeklinde şizofreni başlangıcı yaratabilirdir, hastamız en yakın doktora başvursundur.
eğer sizi sevdiğini düşünüyorsanız söyleyin, diyebileceğim durum. ama emin değilseniz, küçük bir umut diye düşünüyorsanız bırakın öyle kalsın, en azından kaybetme ihtimaliniz olmaz.
bildiği (bkz: platonik aşktır). üzülmeyin kurucusuda büyük filozof (bkz: platon)dur yani bu koca adam bile kadınlara açılamamışsa sizin durumunuz çokta anormal değildir.