mal değil adamdır. seven insan sevdiği kişinin sonradan pişmanlık duyacağı bir şey yapmasını istemez, sevdiğine kıyamaz, her şeyin bir zamanı olduğunu bilir. böyle davranarak da sevdiğinin gözünde yücelir, güvenini kazanır. yok eğer bunu anlamayacak biriyle birlikteyseniz yol yakınken ayrılın size yazık olmasın.
belli ki aşkın ilk evrelerini yaşayan insandır. o anlar akıldan ve kalpten geçen sadece aşık olduğu insan hakkındaki romantik şeylerdir.
sevişme evresi aşkın ilerleyen günlerinde devreye girecek evredir.
sonra çok üzüleceğini düşünmeyen adam çeşididir. adamın temiz duyguları buna izin vermez. en az bir kere bile olsun başa gelen olaydır.
(bkz: seveni sikerler sikeni severler)
sevdiğiyle evlenen malın çocuk yapamaması gibi bir durum söz konusu olur.
-aşkım ben çocuk istiyorum.
+ben sana kayamam canan, ben seni seviyorum.
-aşkım, başkası kaysın...
bu insan tam maldır. insan sevdiğiyle sevişmeyecekse kiminle sevişecek ammına koyyim.
bu mallar yüzünden, kızlarda da, ''seven erkek dokunmaz kemal'' gibi söylentiler yayılmıştır.
zaten, aşkın temelinde şehvet yatar. ben hatunu hayal ediyorsam, kara kaşını, kara gözünü, ya da her ne renkse o kaşı gözü, izlemeyi hayal etmiyorum.
sevişmelerine, si.işmek temelinden bakan maldır, içerisine düştüğü gafletin tanımı namümkün.
sevişmeye güdümlenmek erkek cinsiyetinin özellikle içerisinde bulunduğu bir durumdur. bunu yapamamak anormallik genele bakıldığında, kabul. ama bu kadar basit olmamalı mesele fikrimce... senaryo dahilindeki sevişmeler, kabul ediyorum ki organizasyon anlamında etkileyici oluyor. bu çaba takdire şayan ama vakitsiz ve tanımsız olmalı sevişmek... dokunmadan dahi sevişebilmeli insan yerine göre. uzakara mesafeleri yokedebilmeli vakti gelince. bir yudumda içer gibi bir bardak dolusu suyu, bir bakışta sevişebilmeli. yoksa maksimum 5 saniyelik orgazm ve topu topu birkaç dakikalık eğlence üzerine bu kadar konuşmak, hayatı bu uğurda heba etmek yerinde ve tutarlı bir davranış olmasa gerek.
öyle bir an gelir ki, saniye, salise dahi değil. basit ama bir o kadar da değerli bir an... karşındaki insanın gözlerinde, adına düzenlenmiş bir davetiye, bakışlarına işlemiş hani biraz da sitemkâr haliyle. o an sevişmeye başlarsınız, sonrasındaki kısım ise bir kompozisyonun devamı niteliğinde gelişir. doğaç ve plansız...
işte böyle bir durumda da kıymak, kıymamak veya s.kmek, s.kmemek olarak bakmaktan vazgeçer ve mallığından arınır insanoğlu. kaldı ki sevişmek dediğimiz şeyin doğasında duygu ve hormonlar hakimdir... böyle bir kombinasyonda da takdir edersiniz ki kontrol kaybolur, akıl devreden çıkar haliyle. ama anlamaz malcağızlar, anlamakta zorlanır. temelde 50 euroluk rus bedenler tercihleridir. bir bedel ödediğine olan inancından kaynaklı mıdır bilinmez mallık diz boyudur gene...
hayatta bazı güzellikler vardır dokunduğun anda güzelliğini yitiren, içine girdiğin anda bütün tılsımını kaybeden. bu kadarını olsun görebilen maldır işin özü. belki de hepsi hepsi bu anlamdaki korkusundandır çekingenliği ama korkularının üzerine gidebildiği oranda kahramanlaşır kendi hikâyesinde.
