bazen oyle bir vazgeçersin ki sevdiginden. seni mahveder, süründürür. asagilikta dibe vurur, aldatır seni.
lanet olsun, seviyorum dersin ama bilirsin ki zorundasın vazgeçmeye. zorundasın bırakıp gitmeye.
aşkını doruk noktasında bırakır inersin en derinlere. icine saklar soranlara unuttum tabi dersin. senden başka kimse bilmez ne deli sevdiğini.
Ne ben sana kızarım, ne de zatın zahmet edip bana küssün. Artık seninle biz düşman bile değiliz.
zaman ister senden düşünmek istediğini söyler ve sen hala aptal gibi beklersin sonunun ne olacağını bilmene rağmen. sonra kendini sorgulamaya başlarsın ve hatalı olduğunu fark edersin ama kendiliğinden gelişen fikirleri değiştiremezsin ve beklersin sadece beklersin boğazında oluşan bir yumru ile. mutlu olamazsın vazgeçmek istemezsin ama gitmek ister o ne durabilirsin arkasından nede elini tutabilirsin sadece soğuk kalmış bir oda içinde beklersin belki gelir diye, aşık olmak zordur kendini bir insana tamamen ait hissederek davranmak zordur elveda diyemezsin ve sadece beklersin vazgeçmek yerine.
yapılması güç olandır.
insan mecbursa bile, böyle bir şeyi nasıl karşı tarafa söyleyebilir lan. nasıl seve seve git diyebilir. yavşaklıktır. mecburiyet ne olursa olsun sonuna kadar ondan vazgeçmemek için, elinden ne geliyorsa, tüm şartları zorlayıp, bırakmayacaksın sevdiğini.
hayat kısa, kafanı çevirdiğinde kimi görmek istiyorsan onu bulmalısın yanında.. ben istiyorum ama mecburum gitmeye diyen insan mutluluğu zerre haketmez. s*ktirsin gitsin.