gelinmesi, gidilmesi, görüşülmesi için aşılması gereken para, zaman gibi engellerin üzerine bir de yasal durumlar ve iki ülkenin bir birlerine olan ilişkileri de eklenir. yok efendim pasaport alacaksın, vize istiyorsa alacaksın, bir ton yasal prosedür. akabinde havaalanlarında bir ton sıra, çile. uçtun gittin, oradaki pasaport görevlisi senin tipini beğenmez ve almaz ülkeye*
hadi gidemiyorsunuz zırt pırt konuşamazsınız da. gerçi şimdi whatsapp, viber bir çok şey var tabi, ben bu durumdayken whatsapp yeni yeni gelişiyordu. viber falan zaten yoktu. anca skype'tan konuşmaya çalışıyorduk. daha sonraları whatsapp yaygınlaşınca yazışır olduk. instagram'a geçince de birbirimizin fotosuna beğeni koymaya devam ettik. ve akabinde de bitti. ben şanssızlardanım, yürümedi. ama yürütebilene çok da eğlencelidir. uzaklarda, yanında olmak için yanıp tutuşan birisinin olduğunu bilmek, senin de sürekli bir kaçıp gitme isteği, heyecanı içinde olman. her buluşmanızın, beraber geçirdiğiniz her anın değerli ve unutulmaz olması. uzun aralardan sonraki buluşmanın ilk anının o mutluluğu ve hafif gerginliği. yarinin ülkesini, dilini, kültürünü öğrenme çaban. kendi ülke gündemiyle beraber onun ülkesinin gündemini de takip etmen derken bir bakmışsın ikinci bir ülken olmuş. ne zaman yabancı sevgilisiyle beraber bir çift görsen hay aq bi ayarlayalım da buluşalım özlemine girmen ve telefona sarılman.