o kız senin aşkından eriyip deli divane olsun; ama sen bir çiceği çok gör. düşüncesiz saygısız kaba erkek seni, ulan biraz insan düşünür bu kız o kadar kahrımı çekti gönlünü alıyım der. utanmadan birde sevişmek ister yok canım hadi yaylan başım ağrıyor...
uludağ kampüsünde yan yana yürürlerken yerde gördüğü çiçeği ayağıyla işaret edip hatun kişiye gösterip çiçek diyordun işte al senin olsun demeyen duygusuz erkektir.
duygusuz işte adı üstünde,bir çiçeği bırak bir aramayı bir çağrıyı bir mesajı bile çok görenler var, bunun altında yatan temel sebep: sevmiyor. (kendi adıma değil genel anlamda konuşuyorum)
kız o erkek için aşkından ölüp bitsede, bilmem ne kadar kahrını çekse de çocuk bir çiçek bile layık görmüyorsa o kıza karşılığı yoktur o aşkın, o ilginin vs nin. kendinizi kandırmayın sevmiyor o adam sizi. duydunuz mu bilmem ama şöyle bir şey var.
daha önce aldığı çiçeklere cevaben, "yaa ben bunu şimdi nereye koycamkii" veya sadece "aa teşekkür ederim" gibi ruhsuzca, odunca davranışlar gördüğünden mütevellit ıspanak götürse dahi duygusuz sayılmayacak erkektir. **
çiçek güzeldir fakat maddedir. duyguların sürekli olarak maddeyle hissettirilmeye çalışılması bir süre sonra insana istemediği zorunlulukları yaşatır ve karşısındaki insanı farkında olmadan manen sarsar. örnek sürekli çiçek alıp onu bunu alıp b.kunu çıkartırsan, çabaların sonucu alacağın tepkiler de sevgin de yalan olur. sevilen kız öznesiyse fiilin, bu tür genellemelerle saçmalanmaması gerekir. ki başlıkta görüldüğü gibi, sevdiği kız ve duygusuz erkek! hiç saçmalanmamıştır. (!)