kıskanılan, özenilen, bir yandan kızılan diğer yandan umutlanılan, bir yandan taşağa alınan diğer yandan ciddi ciddi durup bakılan, bünyeyi tuhaf duygularla başbaşa bırakan aşıktır.
düşünün, sevdiği insanı yıllarca bekliyor. 1 değil 2 değil. yıllar yıllar..
kendi yaşamını hiçe sayıyor. sadece zorunlu ihtiyaçlarını karşılıyor ve bekliyor.
düşünüyorsunuz:
''hadi lan, böyle aşklar kaldı mı?'' diye. bakıyorsunuz ki kalmış. bekliyor işte.
belki çekti gitti; döner diye.
belki bir gün sever diye.
belki sevdiğinden ayrılır da kollarıma koşar diye.
sebep her ne olursa olsun, bekliyorsa alkışlanır.
ve bir soru takılır insanın aklına:
''acaba beni de böyle bekleyen birileri olacak mı?''
beklemeyin.
ciddiyim beklemeyin.
efsaneler sadece filmlerde gerçekleşir gençler.
istisnalar vardır, siz o istisnalardan olacağınıza inanıyor musunuz?
bir 4 sene de ben bekledim.
gelmedi.
belliydi gelmeyeceği.
ondan sonra konuşmaya çalıştığımda onun değiştiğini gördüm.
zaten bu kahpe dünyada değişmeyen tek şey kahpeliği.
Yitip giden, alışılan birçok şey gibi duygular da sönüyor yıllar geçtikçe. Bir tek anılar akla geldiğinde karıştırılıyor sönmeye yüz tutmuş ateşin enkazı ve belki birkaç kıvılcım çıkıyor. Yalnızca o kadar. Bir süreden sonra tamamen küller kalıyor geriye. Enkazı yeniden karıştırmak istendiğinde küllerden başka bir şey bulunamıyor.
Ya beklenemiyor sevilen yıllarca ya da bende öyle bir özellik yok. Bekleyecek kadar sevemiyor da olabilirim insanları.
Bir zamanlar ben sandığım ama ben olmayandır.
Belki bencilliğimden, belki de sevememezliğimden.
yoktur efendim öyle bir şey kızın ya da erkeğin karşısına seveceği tipte insan çıkmamıştır ya da kimse yüz vermemiştir kendini öyle avutuyordur.
edit:neden bu kadar çok beğenilmedi anlamadım.kınıyorum sizi.