bazılarına o kadar kötü hissettirir ki, o anda bitiriverirler ilişkiyi. bitirmezlerse bunun tekrarlanacağını düşünürler çünkü ve haklılardır da. bir kere olan şeyin devamı mutlaka gelir.
ruh kendini kaybedeceğinden tam olarak izahı zor olan haldir. lakin çenede bir salınıp düşme, dudaklar arası 1 ila 1 buçuk parmak arasında bir boşluk oluşması, gözlere bir eblek bakış oturması, ellerin ayakların boşalıp yanlara süzülmesi.. elde bir şeyler varsa onların yere hızla intikâli..
ilişkiler açısından belki de şanslıydım. çok üzüldüğüm olmuştu ama hiç hakaret duymamıştım, kötü bir söz de. hiç kavga ya da tartışmayla bitmemişti zaten.
ayrılık ne kadar kırıcı da olsa, kırmak üzere sarf edilmiş söz gibi kötü tesir etmez bünyeye. ilişkiler yürümeyebilir çünkü, herkes herkesle mutlu olsaydı da sıkılırdık zaten hayattan.. fakat en azından kötü hatırlanmamak gerekirdi.
hiç kimseyi kötü hatırlamama rağmen yanlış insanları hayatıma aldığım da olmuştu. fakat en doğru dediğim en çok kıran oldu.
belki kötü davranarak uzaklaştırmak, soğutmak istemişti ama çok acaipti.
o, ben ve bir arkadaşı oturuyorduk. onun işi ile alakalı konuşuyorlardı. hakim olmadığım da bir konu. izliyordum. işine olan aşkına hayran hayran, ona hayran hayran bakarken. bir an bana dönüp
-sen de anlamıyorsun bakıyorsun bön bön.. demişti..
elimdeki çay bardağı şak diye masa ile buluştu, sonra ellerim de masaya kavuştu. çenem salınıverdi.. ağzım açık kaldı.. dudaklarımın arasından rahatça bir eşek arası geçerdi. gözlerim, nereye baktıklarını farkedemeyeceğim kadar körleşmişti. sandalyemde süzülüp kalmıştım..
ben sözünü kesmekten sakınırken, ben ona imrenen gözlerle bakarken, ben arkadaşı ile sohbetini rahatça etsin diye susarken..